Pentax Türkiye Topluluğu

Fotoğrafçılık => Fotoğraf Teknikleri => Konuyu başlatan: JoRDaN - 26 Ocak, 2012, 12:38:09

Başlık: Ara Güler Kimdir ?
Gönderen: JoRDaN - 26 Ocak, 2012, 12:38:09
Ara Güler Kimdir ?

(http://blog.fotografium.com/wp-content/uploads/2012/01/ara-guler_56654-150x150.jpg)
Fotoğraf denince akla ilk gelen isimlerden bir tanesidir. Ara Güler, Türk fotoğraf sanatçısı ve foto-muhabirdir. 1928′de 1928′de İstanbul’da doğdu. Çocukken sinemadan çok etkilendi. 1951 yılında Getronagan Ermeni Lisesi ’nden mezun oldu. Lisedeyken film stüdyolarında sinemacılığın her dalında çalıştı.  Muhsin Ertuğrul ‘un yanında tiyatro ve oyunculuk eğitimi almaya başladı. Amacı rejisör veya oyun yazarı olmaktı. 1950′de Yeni İstanbul gazetesinde gazeteciliğe başladı. Bu yıllarda Ermenice gazete ve edebiyat dergilerinde öyküleri yayınlandı. Aynı zamanda İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi’ne devam ediyordu. Ancak fotoğrafçı ve gazeteci olmaya karar verdi. 1961 yılına kadar Hayat dergisinde fotoğraf bölümü şefi olarak çalıştı. 1961’de İngiltere’de yayınlanan Photography Annual, onu dünyanın en iyi yedi fotoğrafçısından biri olarak tanımladı. Aynı yıl ASMP’ye (Amerikan Dergi Fotoğrafçıları Derneği) kabul edildi ve bu kuruluşun Türkiye’den tek üyesi oldu. Fotoğraf dünyasının çok önemli yayınlarında fotoğrafları kullanıldı, kendisinden bahsedildi. ABD’de, Almanya’da, Paris’te çeşitli sergiler açtı. Bu arada, Bertrand Russel, Winston Churchill, Arnold Toynbee, Picasso, Salvador Dali gibi birçok ünlünün fotoğrafını çekti, röportajlar yaptı. 1979’da Türkiye Gazeteciler Cemiyeti’nin foto muhabirliği dalındaki birincilik ödülünü aldı. 1980’de fotoğraflarının bir kısmı Karacan Yayıncılık tarafından kitap haline getirildi. 1986’da Hürriyet Vakfı’nca basılan, Prof. Abdullah Kuran’ın yazdığı Mimar Sinan kitabını fotoğrafladı. Bu kitap 1987de Institute of Turkish Studies tarafından İngilizce olarak yayınlandı. 1989′da Hil Yayınları Ara Güler’in Sinemacıları kitabını yayınladı. Yıllarca üstünde çalıştığı Mimar Sinan yapıtlarının fotoğrafları, 1992′de Fransa’da Edition Arthaud, ABD ve İngiltere’de Thomas and Hudson, Singapur’da Archipelago Press tarafından Turkish Stylebaşlığıyla, Fransa’da ise Albin Michel yayınevi tarafından Demeures Ottomanes de Turquie adıyla yayınlandı. Dünya Şirketler Grubu 1994′te Eski İstanbul Anıları, 1995′te Yitirilmiş Renkler kitabını yayınladı. Ana Yayıncılık ise 1994′te Bir Devir Böyle Geçti, Kalanlara Selam Olsun ve 1995′te Yüzlerinde Yeryüzüadlı kitapları yayınladı. Ara Güler’in fotoğraflarının büyük bir bölümü Fransa, ABD ve Almanya’da çeşitli müzelerde sergilenmekledir. Fotoğraflarında Leica makinasını kullanmıştır. Fotoğrafın sanat dalı olmadığını düşünmektedir.

(http://blog.fotografium.com/wp-content/uploads/2012/01/guler05ea3e3605dfa8dfby-300x225.jpg)


Fotoğraf Kariyeri

*1958′de Time-Life, Paris-Match ve Der Stern dergilerinin Yakın Doğu foto muhabirliği görevlerini üstlendi.
*1961′de Hayat Dergisi’nde fotoğraf bölüm şefi olarak çalışmaya başladı. Aynı yıllarda Henri Cartier-Bresson ile tanıştı.
*İngiltere’de yayımlanan Photography Annual antolojisi onu dünyanın en iyi yedi fotoğrafcısından biri olarak tanımladı.
*ASMP’ye (Amerikan Dergi Fotoğrafçıları Derneği) tek Türk üye olarak kabul edildi.
*1962′de Almanya’da çok az fotoğrafcıya verilen Master of Leica unvanını kazandı.
*İsviçre’de çıkan Camera dergisi kendisine özel bir sayı ayırdı.
*1964′de Mariana Noris’in ABD’de basılan Young Turkey adlı yapıtında fotoğrafları kullanıldı.
*1967′de Japonya’da çıkan Photography of the World antolojisinde Richard Avedon ile birlikte bir dizi fotoğrafı yayınlandı.
*1967′de Kanada’da açılan İnsanların Dünyasına Bakışlar sergisinde, 1968′de New York Modern Sanatlar Galerisi’nde düzenlenen Renkli *Fotoğrafın On Ustası adlı sergide aynı yıl Almanya’da, Köln’de Fotokina Fuarı’nda yapıtları sergilendi.
*1970′de Türkei adında fotoğraf albümü Almanya’da yayımlandı. Sanat ve Sanat tarihi konularındaki fotoğrafları ABD’de Time-Life, Horizon ve *Nesweek kitap bölümlerince ve İsviçre’de Skira Yayınevi tarafından kullanıldı.
*1971′de Lord Kinross’un Hagia-Sophia (Ayasofya) kitabının fotoğraflarını çekti. Yine Skira yayınevince Picasso’nun 90. yaşgünü için yayınlanan *Picasso Metamorphose et unite adlı kitap için Picasso’nun foto-röportajını yaptı.
*1972′de Paris Ulusal Kitaplık’ta sergisi açıldı.
*1975′de ABD’ne davet edildi ve birçok ünlü Amerikalının fotograflarını çektikten sonra Yaratıcı Amerikalılar adlı sergisini dünyanın birçok kentinde sergiledi. Yine aynı yıl Yavuz zırhlısının sökülmesini konu alan Kahramanın Sonu adlı bir belgesel film çekti.
*1980′de fotoğraflarının bir kısmı Karacan Yayıncılığın bastığı Fotoğraflar adlı kitabında bastırdı.
*1986′da Hürriyet Vakfı’nca basılan Prof. Abdullah Kuran’ın yazdığı Mimar Sinan kitabı’nı fotoğrafladı. Aynı kitap 1987′de Institute of Turkish Studies tarafından İngilizce olarak yayınlandı.
*1989′da Ara Güler’in Sinemacıları kitabı basıldı.
*1991′de Dışişleri Bakanlığı için Halikarnas Balıkçısı’nın (Cevat Şakir Kabaağaçlı) The Sixth Continent adlı kitabını fotoğrafladı.
*1999′da Türkiye Gazeteciler Cemiyeti, meslekte 50 yılını dolduran gazetecilere verilen “BURHAN FELEK” basın hizmeti ödülü
 
      Bu arada bütün dünyayı gezerek foto röportajlar yaptı ve bunları Magnum ajansı ile dünyaya duyurdu.İsmet İnönü, Winston Churchill, Indira Gandi, John Berger, Bertrand Russel, Bill Brandt, Alfred Hitchcock, Ansel Adams, Imogen Cunningham, Salvador Dali, Maria Callas, Fikret Mualla, Picasso gibi birçok ünlü kişi ile roportajlar yapmış ve fotograflarını çekmiştir. En ünlüsü fotoğrafçılara poz vermeyen Picasso’dur. Yıllarca üstünde çalıştığı Mimar Sinan yapıtlarının fotoğrafları 1992′de Fransa’da, ABD ve İngiltere’de Sinan, Architect of Souleiman the Magnificent adlı kitabı yayımlandı. Aynı yıl Living in Turkey adlı kitabı İngiltere, ABD ve Singapur’da Turkish Style başlığıyla, Fransa’da Demeures Ottomanes de Turquie adıyla yayımlandı. 1994′de Eski İstanbul Anıları, 1995′de Bir Devir Böyle Geçti, Yitirilmiş Renkler ve Yüzlerinde Yeryüzü, fotoğraf kitapları yayımlandı.

(http://blog.fotografium.com/wp-content/uploads/2012/01/ara-guler-sergisi.jpg)



Ödülleri


*1979 Türkiye Gazeteciler Cemiyeti’nin foto muhabirliği dalındaki Birincilik ödülü.
*2000′de Fransız Hükümeti tarafından İstanbul’daki Fransız Sarayı’nda “Légion d’honneur; OFFICIER DES ARTS ET DES LETTRES” unvanı.
*2004′de Yıldız Teknik Üniversitesi tarafından Fahri Doktora unvanı.
*2005′te Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı Kültür Sanat Büyük Ödülü.
*2008 İstanbul Fotoğraflarıyla İstanbul Turizm Özel Ödülü.

Kitapları

*Fotoğraflar (Karacan Yayınları, 1980, İstanbul)
*Ara Güler’in Sinemacıları (Hil Yayınları, 1989, İstanbul)
*Sinan, Architect of Soliman the Magnificient (Editions Arthaud, 1992, Paris; Thames and Hudson,1992, Londra ve New York)
*Living in Turkey (Albin Michel, 1993, Paris; Thames and Hudson, 1993, Londra ve New York; Archipelago Press, 1993, Singapur); Eski İstanbul *Anıları (Dünya Yayınları, 1994, İstanbul)
*Bir Devir Böyle Geçti,Kalanlara Selam Olsun (Ana Yayıncılık, 1994, İstanbul)
*Yitirilmiş Renkler (Dünya Yayıncılık, 1995, İstanbul)
*Yüzlerinde Yeryüzü (Ana Yayıncılık,1995, İstanbul)
*Ara Güler’e Saygı (YGS Yayınları 1998, İstanbul, Hamburg)
*Babilden Sonra Yaşayacağız, (Kısa hikâyeler, Aras Yayınevi, 1996, İstanbul)
*İstanbul des Djinns (Fata Morgana, 2001, Montpellier, Fransa)
*Yeryüzünde Yedi İz (Yapı Kredi Yayınları, 2002, İstanbul)
*100 Yüz (Yapı Kredi Yayınları, 2003, İstanbul)
*Retrospektif – 50 Yıl Fotojurnalizm (YGS Yayınları, 2004, İstanbul, Bremen)
*Ara Güler (Antartist Yayınları, 2005, İstanbul)
*Ara’dan Yetmişyedi Yıl Geçti (Fotografevi Yayınları, 1. Baskı 2005, 2. Baskı 2006, 3. Baskı 2007, İstanbul)
*Beyaz Güvercinli Adam ( Fotografevi Yayınları, 2007, İstanbul)
*Ara Güler ( Hachette, 2007)

Ara Güler İle Yapılan Röportajlardan Alıntılar
“Ben olmasaydım, Türk edebiyatı ‘yüz’süz kalacaktı”
-Kitaplarını doyumsuz bir lezzetle okuduğunuz, bir sırdaş, vefalı bir dost gibi gördüğünüz; fakat çoğu artık hayatta olmadığı için tanışma imkanı bulamadığınız yazarlarla göz göze gelmeyi istemez miydiniz?
-Onlar en gündelik halleriyle ya da üzerlerinden atamadıkları yazarlık pozlarıyla karşınızda durmuşlar öylece size bakıyorlar, siz de onlara. Aranızdan hikayeler, romanlar, şiirler akıyor… Orhan Veli’nin yüzü, sigarasını tutuşturduğu kibritin aleviyle aydınlanmış; başında hasır şapkası, ayağında keten pantolonuyla deniz kıyısında olmalı Sait Faik; saçlarını özenle yana tarayan Behçet Necatigil’in yüzünde hep o ailesine düşkün müşfik baba hali… Necip Fazıl, Halide Edip, Bedri Rahmi Eyüboğlu, Eflatun Cem Güney, Füruzan, Oğuz Atay, Tarık Buğra, Nazım Hikmet, Peyami Safa, Attila İlhan… Hepsi de ‘bir dostun’ objektifinde hayat bulan yazarlar, 29 Kasım’da Yapı Kredi Kültür Merkezi’nde açılan ‘100 Yüz’ sergisinde hem birbirleriyle hem de okurlarıyla buluşacaklar. Onları aile albümlerinde saklı kalmaktan kurtaran ‘bir dost’ ise hem Türkiye’nin hem de dünyanın fotoğraftaki en yetkin isimlerinden Ara Güler.
1948 yılından bu yana gazetecilik yapan ve o yıllarda dostluk kurduğu yazarları çoğunlukla bir sohbet esnasında ya da bir gezintide ‘Şöyle bir bak da fotoğrafını çekeyim.’ diyerek gündelik işin bir parçasıymış gibi fotoğraflayan Güler, “İyi ki de çekmişim o fotoğrafları, ben olmasaydım, Türk edebiyatı yüzsüz kalacaktı.” diyor. Fotoğrafların büyük kısmı, sıcak dost ortamlarında çekilmiş olsa da mesleğe ilk başladığı yıllarda kendi deyimiyle ‘tıfıl’ bir foto muhabiriyken Halide Edip’in karşısında heyecanlandığını itiraf ediyor Güler. Kimi sanatçıları da görevi olduğu için fotoğraflamış; bunlardan biri, Yeni İstanbul Gazetesi’ne konuşan Neyzen Tevfik. “Şimdi bende bir tane bile fotoğrafı yok.” diyor. Siyasi olaylardan dolayı kundaklanan Yeni İstanbul Gazetesi’nde aralarında Neyzen Tevfik’in fotoğraflarının da bulunduğu yüzlerce negatifi kül olan Güler, “Kim bilir kimler vardı orada.” diye hayıflanıyor hâlâ.
‘Portreci değil, gazeteciyim’

Ara Güler, “Ben portreci değilim, gazeteciyim; röportaj yapan, yaşam fotoğrafları çeken adamım. Portre de çekiyorum; çünkü çok mühim. Bunlar bizim dünyamızı kuran adamlar, Ahmet Hamdi Tanpınar’ı, Halide Edip’i okumayan bir insan nasıl olgunlaşır?” diyor; ama Güler ile görüştüğü sanatçılar arasındaki bilgi akışı tek taraflı olmamış hiç. Sabahattin Eyüboğlu, Ara Güler’in fotoğraflarını gördükten sonra, görselliğin anlatımdan daha etkili olduğunu savunmaya başlamış. Türkiye’de ‘mavi yolculuğu’ da ilk defa kendisinin yaptığını söyleyen Güler, günümüzde çok rağbet gören bu akımın nasıl ortaya çıktığını şöyle anlatıyor: “Nationality Geography dergisi için Türkiye’nin bütün sahillerini gezip fotoğraflar çekiyordum. Yaşam, arkeoloji, manzara, güneş batışları… Döndüğümde Sabahattin Eyüboğlu’nun evinde slayt gösterisi yapıyordum. O yıllarda evlerde toplanılır, sanat edebiyat konuşulurdu. Şimdi diskoya gidiyorlar, aramızdaki fark budur. (Ara Güler burada sinirleniyor ve sesi yükseliyor) Diskoya giden hiç benimle eşit olur mu? Yanıma bile sokmam. Neyse, fotoğraflardan etkilenen yazar ve sanatçılar birkaç sene sonra Bodrum’da gemi tutup kıyıları dolaşmaya başladılar. Halikarnas Balıkçısı buna ‘mavi yolculuk’ dedi, o gün bu gündür öyle diyorlar işte. ”

‘Chaplin, Einstein ve Sartre’ı çekemedim’
Ara Güler’in çok istediği halde fotoğrafını çekemediği üç isim var; Einstein, Jean Paul Sartre ve Chaplin, “Einstein’ın zamanında çok genç ve meslekte yeniydim. Hayat mecmuasında çalışıyordum o yıllarda. Einstein nerede, ben nerede, kimse göndermez ki gidip çekeyim. Sartre’a gelince, Paris’te Delambre Sokağı’nda, 9 numaralı binanın üçüncü katında oturuyordu. Aynı binanın ikinci ve üçüncü katında ünlü bir fotoğraf laboratuvarı vardı. Oraya her gidişimde Sartre ile karşılaşmayı umuyordum. Gerçi Montparnasse kahvelerinde otururken birkaç fotoğrafını çektim; ama bu benim istediğim tarzda bir fotoğraf çekimi değildi.” diyen Ara Güler, Chaplin’e ulaşmak için verdiği mücadeleyi ise şöyle anlatıyor: “Onun resmini çekmek için çok uğraştım, herkesi araya koydum, hatta mektup bile yazdım; ama bir sonuç çıkmadı. İsviçre’de evinin bulunduğu Vevey’e gittim; kar, kış kıyamet demeden sabahtan akşama kadar kiraladığım taksinin içinde günlerce evinin önünde bekledim. Son gün karısı Oona yarım saatliğine beni eve kabul etti, çay ikram etti. Ama Chaplin yoktu, biliyordum üst kattaydı. İnsanlığın zihnine dünyanın en cevval adamı olarak yerleşmiş bir imajı bozmamak için o günkü görünüşüyle ortaya çıkmak istemediği belliydi. Çünkü benim gibi, kuşkusuz o da biliyordu ki elimdeki fotoğraf makinesi acımasız bir makineydi.”Ara Güler en iyi fotoğrafını çekemeden bu dünyadan gideceğini düşünüyor; çünkü insanın daima en iyiye doğru yürüdüğünü; ama oraya ulaşamadan hayatını tamamladığına inanıyor. “İnsan doğduğu andan itibaren ölmeye başlar. Elli, altmış, yetmiş sene boyunca neyi bekleriz, ölmeyi tabii ki, arada da oyalanırız işte.” diyen Ara Güler her güne ‘yeni ve güzel bir gün’ gözüyle bakmayı da ihmal etmiyor. Şu aralar onu hem sevindiren hem de meraklandıran şey ise ‘100 Yüz’ sergisinin kitaplaştırılacak olması.


Ara Güler’in Fotoğraf Üzerine Sözleri

-Sanat olmasına lüzum yoktur fotoğrafın. Fotoğraf tarih olayıdır. Tarihi zaptediyorsun, bir makina ile tarihi durduruyorsun.
-Fotoğraf konusunda şanslıyım çünkü olay beni buluyor.
-Ben singer dikiş makinesiyle bile fotograf çekerim.
-Sanatçı olmanın en kolay yolu fotoğrafçı olmaktır. Sıkıysa müzisyen ol.
-En iyi makina en iyi fotografı çekseydi en iyi daktiloya sahip olan da en iyi romanı yazardı.
-Keşke işim deklanşöre bastığım an bitse.
-Bir daha dünyaya gelseydim tramvay olmak isterdim.
-Yaşam size verilmiş boş bir filmdir. Her karesini mükemmel bir biçimde doldurmaya çalışın.

Alıntıdır :
 http://tr.wikipedia.org/wiki/Ara_G%C3%BCler

Başlık: Ynt: Ara Güler Kimdir ?
Gönderen: healtyhead - 26 Ocak, 2012, 12:41:45
Çok güzel bir yazı olmuş Hikmet. Diğer fotoğraf sanatçılarına da yer verirsek çok güzel olur.
Başlık: Ynt: Ara Güler Kimdir ?
Gönderen: cbaytan - 26 Ocak, 2012, 13:25:37
Ara Güler’in Fotoğraf Üzerine Sözleri

-Sanat olmasına lüzum yoktur fotoğrafın. Fotoğraf tarih olayıdır. Tarihi zaptediyorsun, bir makina ile tarihi durduruyorsun.

-Sanatçı olmanın en kolay yolu fotoğrafçı olmaktır. Sıkıysa müzisyen ol.


Eskiden fotoğraf sanat değildir diyordu büyük üstad, şimdi lüzum yoktur diyor, e herhalde her romanın, müziğin veya resminde sanat olmasında bir gereklilik yoktur, bir Türk olarak gurur duyduğum böyle büyük üstelikde sanatçı bir üstadın sanat konusunda sözlerini duydukça, iki şeyi düşünüyorum.

1-Fotoğrafa belgeselci ve gazetecilik geleneğinden başlayanlar sanat fotoğrafını konusunu algılamakta çok güçlük çekiyorlar, hayrettir tanınmış sanatçılardan olsalar bile.
2-Fotoğraf sanatçısı adaylarının mutlaka bir resim eğitimi ve sanat tarihi formasyonundan geçmeleri gerektiği.

Şimdi " O fotoğrafta koskoca Ara Güler, sen kimsin?" diye düşünmekte elbette serbestsiniz.

Yazı için teşekkürler.
Başlık: Ynt: Ara Güler Kimdir ?
Gönderen: Baha - 26 Ocak, 2012, 13:31:50
Ara Güler'le kısa da olsa görüştüm. Yaptığı şeyler ortada, üstad kelimesini gerçekten hak ediyor.

Yalnız fotoğrafa bakış açısında sanırım anlaşamıyoruz onunla. :)
Başlık: Ynt: Ara Güler Kimdir ?
Gönderen: cbaytan - 26 Ocak, 2012, 14:18:36
Birkaç ay önce Beyoğlu FotoğrafEvinde sergisini gezdim, yaklaşık 150x100 baskıları vardı, üstadın şimdiye kadar internette ve kitap/dergilerden görüp/anlayamadığımı, aslında kendisinin ne kadar detaya önem verdiğini ve bundada içerik gibi ne kadar başarılı olduğunu gördüm. Ara üstadın resimlerindeki detayın kattığı anlam gerçekten internetteki ve dergilerden anlaşılamıyor. Ansel Adams'ın fotoğraflarındaki o tarif edilmez doğa yüceliğinide tam anlamıyla ancak sergisinde 200x150 gibi fotoğraflarında görebilmiştim. Demekki eğer söz konusu detaysa mutlaka en büyük baskı görülmeli, internetle zinternetle bu iş olmuyor.
Başlık: Ynt: Ara Güler Kimdir ?
Gönderen: Lider - 26 Ocak, 2012, 14:26:46
    "Sanatçı olmanın en kolay yolu fotoğrafçı olmaktır. Sıkıysa müzisyen ol." diyor Ara GÜLER.... doğru diyor...

   Maalesef doğru söz. Bir DSLR al.... Deklanşöre bas... En kaliteli görüntüyü elde edersin. Birazda sıradışı giyim.. Ve karşınızda SANATÇI
Başlık: Ynt: Ara Güler Kimdir ?
Gönderen: cbaytan - 26 Ocak, 2012, 14:32:57
    "Sanatçı olmanın en kolay yolu fotoğrafçı olmaktır. Sıkıysa müzisyen ol." diyor Ara GÜLER.... doğru diyor...

   Maalesef doğru söz. Bir DSLR al.... Deklanşöre bas... En kaliteli görüntüyü elde edersin. Birazda sıradışı giyim.. Ve karşınızda SANATÇI


Kim demiş onlara sanatçı diye? Uluslararası sanatçı olabilmek için, saygın ve tanınmış sanat kuruluşlarındaki (müze galeri gibi) eleştirmen ve küratörlerden sergi onayı en azından ilerde sergi umudu var onayı almanız gerekir. Çağımızda sanatçı diye kabul edilebilmenin yarı-resmi bir filtresi vardır. Siz bakmayın dümeni kırılmış gemi gibi Türkiyedeki şartlara.  Türkiyede fotoğrafta sanattan anlayan çok az, resimde çok fazla var ama onlarında fotoğrafla ilgileri çok sınırlı, kendi  dertleri, iç çekişmeleriyle uğraşıyorlar, fotoğraf dünyasındaki cehaletin içine atlayıp kendilerini yakmayı, bir sürü pseudo-sanatçı ve onların taraftarlarından oluşan düşman kitlesi kazanmayı düşündüklerini hiç sanmıyorum-ki öyle görünüyor.

Türkiyede sanat fotoğrafındaki cehaletin yayılmasında derneklerinde büyük etkisi var, derneklerde sanattan anlayan inanamayacağınız kadar az, derneklerdeki kısacık kurslarda bir takım eksik püksük teknik bilgiler verip fotoğraf eğitimi verdiklerini zannediyorlar, bu eğitimi alanların büyük bir kısmıda ben artık fotoğraftan anlıyorum psikolojisine giriyor ve düşünüyor, bu benim şahsi fikrim, yanlış düşünüyor olabilirim- ki inşallah öyledir.
Başlık: Ynt: Ara Güler Kimdir ?
Gönderen: arslanturegun - 26 Ocak, 2012, 16:16:52
Galiba,
Alıntı
"Sanatçı olmanın en kolay yolu fotoğrafçı olmaktır. Sıkıysa müzisyen ol."
cümlesindeki gizli anlam bence şu (en azından ülkemiz için).
Eline bir fotoğraf makinesi geçiren kişi, iki kare de güzel fotoğraf çekmişse hemen "sanatçı" oluveriyor. Aynen, sesi birazcık güzel olup iki şarkı ezberleyen ve hasbel kader bir gazino patronu veya yapımcının yakınlarında şarkı söylerek ünlenmiş sanatçılar(!) gibi.
Fotoğrafı, bir sanat dalı veya bir belge olarak algılayabildiğimiz ve "ne amaçla fotoğraf çekiyoruz" konusunu kendi kafalarımızda netleştirdiğimiz zaman, daha doğrusu "kendimizi kandırmayı" bıraktığımız zaman bence tartışmalar da son bulacak.
Gözlemlediğim (ve yanlış yorumluyor olabileceğim) bir şey var. Sanatsal fotoğraflar, üzerinde az da olsa çalışılmış ve kurgulanmış fotoğraflar. Başka deyişle, çoğunlukla yaptığım gibi elimde fotoğraf makinesi ile gezerken tam bulunduğum açıdan gözüme hoş gelen bir günbatımı fotoğrafı belki sanatsal değer taşıyabilir ama bana "sanatçı" denmesini gerektirmez.
Başlık: Ynt: Ara Güler Kimdir ?
Gönderen: muhsinbagdadi - 30 Ocak, 2012, 02:21:02
Uluslararası sanatçı olabilmek için, saygın ve tanınmış sanat kuruluşlarındaki (müze galeri gibi) eleştirmen ve küratörlerden sergi onayı en azından ilerde sergi umudu var onayı almanız gerekir.

bunu kim demiş peki can abi? o eleştirmenlerden veya küratörlerden yani benim dilimde günümüzün ihtiyar heyetinden onay almak neden zorunludur? onlar kimki benim sanat anlayışımı eleştiriyor. piyasadaki sanatçıyım diyen kişilerden değilim ve onlardanda kimse benim kadar tiksinemez. ama bu sözün bence çok anlamsız. O ihtiyar heyetine saygım sonsuzdur yaşlarından ve aynı işi yaptığımızdan dolayı. ancak onlar kimlerden onay alıyor? ben o insanlara o hakkı tanımıyorum. ama seninde dediğin gibi; farklı giyinip sanatçıyım diyen insanları bu piyasadan hatta dünyadan silmek gerekiyor.
Başlık: Ynt: Ara Güler Kimdir ?
Gönderen: cbaytan - 30 Ocak, 2012, 02:54:05
Velevki sadece ben diyorum, sevgili flexi   :)  çünkü işin mantığı böyledir, bir eserin alıcı yani anlayan kitlesi olması bir zaman diliminde mutlaka lazımdır, boşluğa yapılmış yani topluma yapılmamış bir eser olamaz, o zaman eser alıcısı olmayan ekmek/fırın ürünü gibi olur. O eser eğer gerçek  sanat eseri ise o anlayan kitlle olması lazımdırki doğru değerlendirilebilsin, alınabilsin satılabilsin, bir pazarı olsun böylelikle sanatçıyada yararı olabilsin ve hatta insanlığa ışık tutabilsin. Yoksa kim değerlendirecek o eseri? Cahiller eğitimsizler, veya  o sanattan anlamayanlar olamaz, o sanat hakkında eğitimliler olmalı.. Sizin ihtiyar heyeti diye aşağılamaya çalıştığınız en eğitimli kitle hatasızmıdır peki? Elbette hayır, onlar ancak kendi eğitimleri seviyesinde anlayabilirler, peki iş onların eğitimlerinide aşıyorsa ne olur? O zaman sanat eserinin kaydı onlar anlayana kadar belkide kuşaklar boyunca bozulmadan beklemek zorundadır. Mesela Van Gogh hayatında 100 liraya bile tek bir tablo satamamıştır, Mesela J.S. Bach onu Mozart keşfedinceya kadar 200 yıl beklemek zorunda kalmıştır. Saygın sanat kollektörleride bu ihtiyar heyetinin içindedir. Bilimdede işler buna benzer, bilimsel bir eseri ilkönce o konudan en iyi anlayan uzmanlar değerlendirir. Bach ve van Gogh olayı bilimde olmazmı? Oda olmuştur ama bunlar çok nadir olaylar büyütüp genelleştirek yanlış olur.

Kısaca bu böyle sanatı sanattan anlayabilenler en iyi değerlendirebilir ilk başta. Ama sizin sanat eserlerini gerçek sanat eseri olup olmadığını karar verenlerin kimlerin olması gerektiği konusunda başka bir fikriniz varsa bize anlatın lütfen....

Sizin bahsettiğiniz yalancı sanatçıların eserini segilenmek üzere saygın bir galeriye, müzeye, alınmak üzere bir kollektöre yollarsınız, işin ne olup ne olmadığı hemen ortaya çıkar,ama  bugün çıkar belki 200 sene sonra ortaya çıkar (kabul edilir) ama mutlaka değerlendirilir o eserler, ihtiyar heyeti tarafından, bu  o sanatçının toplumdan ne kadar ileri olduğuna da bağlıdır. Umarım anlatabilmişimdir.

Şimdiye kadar hep bunlardan bahsediyoruzda sanat eseri nedir onun tanımından hiç bahsetmiyoruz, bizler yapalım bir şeylerde değerlendirmedeki yanlışlık işi sonraya kalsın. (bu sözüm Türk toplumunadır)

Başlık: Ynt: Ara Güler Kimdir ?
Gönderen: kampfar - 30 Ocak, 2012, 03:31:33
İyide abi herkesin sevdiği bir fotoğraf türü müzik türü resim türü vardır.Herkesin farklı bir tarzı vardır.10 kişi beğenmiş 100 kişi beğenmiş çokta mühim değil senin anlayan kitle olması dediğin insanlar o fotoğrafa senin baktığın gibi bakamazlar ki bu biraz zevktir yani bence de kimseden izine vs gerek yok böyle işler için açarsın sergini illaki beğeneni olur.Çok ünlü bir kişinin açtığı sergiye 1000 kişi gidip beğenebilir ama ben beğenmem..
Başlık: Ynt: Ara Güler Kimdir ?
Gönderen: muhsinbagdadi - 30 Ocak, 2012, 03:41:35
öncelik "ihtiyar heyeti" lafımı yanlış anlamışsınız :) ancak sanat eseri o eseri hangi ilkeyle (yani toplum için mi yoksa sanat için) yapmışsa, hitap ettiği kitle yorumlar. ancak benim isyanım o insanlar neden bana onay verdikten sonra ben sanatçı ünvanına sahip oluyorum? iki yüz yıl sonrada elli yıl sonrada keşfedilse o sanat eserini gerçek anlamını her zaman sanatçı bilir. ben bir kapıyı çekerim, zamanda yolculuk olarak kabul görür, ancak ben kapının detayında eskimeyi yıllara meydan okuyuşunu anlatmışımadır. hiç bir sanat eseri, hiç bir sanatçı hiç kimsenin onayına ihtiyaç duymamalıdır. cahil toplumun dediklerinide duymak gerek arada. ancak dediğim gibi sanatla uğraşan herkes yada her sanatçı kendi görüşünde ilerlemelidir. kimsenin onayına göre hareket etmemelidir. sanattan anlayanlar yorum yapsada beni bir sınavdan geçirmemeliler, geçiremezler. Sanat evrensel olduğu kadar en azda kişiseldir. Günümüzden Örnek vermek gerekirse; Hayko Cepkin'i örnek gösteririm. Adam çok iyi bir sanatçı ancak türk toplumu bazı doğuştan kalan fiziksel tipi olsun, müzikteki seçeneği olsun o insana ön yargılı yaklaşıyor ve kullanıdığı ağır dil (türkçeyi ağır kullanması)'den kaynaklı anlamıyorlar...

dediğiniz gibi bu sanat eseri anlayışında türk toplumu biraz maddi olanaklardan kaynaklı geridedir. ancak biraz hırs ve azimle bigün onlarında bu konuda aydınlanacağını umut ediyorum :)
Başlık: Ynt: Ara Güler Kimdir ?
Gönderen: cbaytan - 30 Ocak, 2012, 11:42:08
İyide abi herkesin sevdiği bir fotoğraf türü müzik türü resim türü vardır.Herkesin farklı bir tarzı vardır.10 kişi beğenmiş 100 kişi beğenmiş çokta mühim değil senin anlayan kitle olması dediğin insanlar o fotoğrafa senin baktığın gibi bakamazlar ki bu biraz zevktir yani bence de kimseden izine vs gerek yok böyle işler için açarsın sergini illaki beğeneni olur.Çok ünlü bir kişinin açtığı sergiye 1000 kişi gidip beğenebilir ama ben beğenmem..

Sevgili Ahmet kavramları burda aıyrmak zorundayız beğeni kişisel tercih demektir,  güzel kavramı ise ikiye ayrılabilir, kişisel/toplumsal (belli bir zamandaki belli bir toplum) için  güzel başkadır, zaman ötesi evrensel yani tüm zamanları kapsayan güzel başkadır, zaman ötesi güzeli bulmanın düşünsel çabasına estetik felsefe denir, bir hocamızın bu konuda giris yazısı.:

http://www.baytan.org/prak/imancer.html (http://www.baytan.org/prak/imancer.html)

Burada çok ciddiyim mesela ben Picasso'nun eserlerini hiç beğenmem, ama bu onların evrensel estetiğe uygun güzel olmadığı anlamına gelmez, benim kişisel tercihim öyledir ama Picassoyu beğenmemem benim kendi beynime ve kişisel beğeni/tercih kriterlerime bağlıdır, tüm zamanlardaki insanlığın güzellik kavramını hiçmi ama hiç bağlamaz. Tüm zamanların güzellik kavramına giriş için bkz. yukardaki link.  ;)

Başlık: Ynt: Ara Güler Kimdir ?
Gönderen: cbaytan - 30 Ocak, 2012, 12:24:29
öncelik "ihtiyar heyeti" lafımı yanlış anlamışsınız :) ancak sanat eseri o eseri hangi ilkeyle (yani toplum için mi yoksa sanat için) yapmışsa, hitap ettiği kitle yorumlar. ancak benim isyanım o insanlar neden bana onay verdikten sonra ben sanatçı ünvanına sahip oluyorum? iki yüz yıl sonrada elli yıl sonrada keşfedilse o sanat eserini gerçek anlamını her zaman sanatçı bilir. ben bir kapıyı çekerim, zamanda yolculuk olarak kabul görür, ancak ben kapının detayında eskimeyi yıllara meydan okuyuşunu anlatmışımadır. hiç bir sanat eseri, hiç bir sanatçı hiç kimsenin onayına ihtiyaç duymamalıdır. cahil toplumun dediklerinide duymak gerek arada. ancak dediğim gibi sanatla uğraşan herkes yada her sanatçı kendi görüşünde ilerlemelidir. kimsenin onayına göre hareket etmemelidir. sanattan anlayanlar yorum yapsada beni bir sınavdan geçirmemeliler, geçiremezler. Sanat evrensel olduğu kadar en azda kişiseldir. Günümüzden Örnek vermek gerekirse; Hayko Cepkin'i örnek gösteririm. Adam çok iyi bir sanatçı ancak türk toplumu bazı doğuştan kalan fiziksel tipi olsun, müzikteki seçeneği olsun o insana ön yargılı yaklaşıyor ve kullanıdığı ağır dil (türkçeyi ağır kullanması)'den kaynaklı anlamıyorlar...

dediğiniz gibi bu sanat eseri anlayışında türk toplumu biraz maddi olanaklardan kaynaklı geridedir. ancak biraz hırs ve azimle bigün onlarında bu konuda aydınlanacağını umut ediyorum :)

Muhsin bey aslında size bir teşekkür borçluyuz çünkü bu yazınızla Türkiyedeki en entellektüel çevrenin sanat konusundaki fikirsel karmaşasını ve düşünsel eksikliğini çok güzel ortaya koymuşsunuz. Şimdi kızmadan, üzülmeden aşağıdaki yazdıklarımı lütfen okuyunuz.

Bir kere bir sanat eserinin bundan 1000 sene sonrada olsa mutlaka bir alıcısı yani güzel bulan seyirci kitlesi mutlaka olmalıdır, eğer olmamışsa bu sanatçının eserini boşa yaptığı anlamına, yani sadece kişisel bir tatmin olarak yaptığı anlamına gelir, bu ekmeği fırıncının kimseye satmamak üzere yapması gibi bir anlam taşır o zaman. yani kimsenin onayına ihtiyaç duymayan bir sanat eseri olamaz.

Yani sanat eseri birileri tarafından değerlendirleceğine göre bundan anlayıp alıp duvarına asabilecek ilk kitlenin daha doğrusu en az en minimum kitlenin bizim İhtiyar heyetinin, yani sanattan anlayan, eleştirmen, sanat danışmanı, küratör, sanat kollektörünün olması beklenir. Geri kalan toplum'un bundan anlayan insanlardan olan oranı, o toplumun sanattan anlama yüzdesini bize verir. mesela Bugün bir Picasso eserini, Picasso olduğunu ve çok para ettiğini bilmese (onlara söylemesek) yüzde kaç kişi onun değerini anlayabilir ve hakettiği yere koyabilir? Bunun gibi.

Sanatçı eserini elbette kimsenin onayı için yapmamalıdır, ama sonuçta oda bir insan olduğuna göre eserini azda olsa başka insanların anlayıp değerlendirmesi ve beğenmesi gerekecektir, 1000 yıl beğenilmemiş/anlaşılamamış yüzüne bakılmayan bir sanat eseri ne işe yarar? Kime ne faydası vardır? (Evet sanat eserleri taşıdıkları mesajla topluma faydada sağlarlar)

Sanatçını eserini zaten kimse veya hiçbir toplum için yapmaz, kendi estetik mesajı için yapar (evrensel güzellikte olan bir tema). Sanat eseri bundan 500 yıl sonra anlaşılabilecek bir sanat eseride olabilir, çünkü sanatçı içinde bulunduğu toplumlardan çok çok ileridedir (zaten bütün gerçek modern sanat eserleri içinde bulundukları toplumlardan az yada çok daha ilerdedirler verdikleri mesaj açısından), bu mesaj eğer çok ilerdeyse o zaman anlaşılamama ihtimalide vardır, ama tabii bu sonsuza kadar anlaşılamayacağı anlamına gelmez. Hiç anlaşılmamışsa o zaman o anlaşılamamış sanat eseri yani boşa giden bir atış olarak aklır.

Sonuçta şunu demek istiyorum, sanatçı beyniyle yeni bir yaratıcılık ürünü, sanat eserini yaratır estetik bir değer yaratır ve bu eserin sonunda insanlık tarafından anlaşılacak ve okunacak yeni bir mesajı vardır. Ve sanatçının beynide sonuçta bizlere yani tüm insanlığa ait bir beyni ve beyin yapısı vardır. Yani aslında bu eser tümüyle bize yani insanlığa aittir ve insanlık tarafından değerlendirilecektir Mutlaka değerlendirilmesi gerekir.

Umarım anlatabiliyorumdur, sürç-i lisan ettimse affola.
Başlık: Ynt: Ara Güler Kimdir ?
Gönderen: Eagle Fly Free - 30 Ocak, 2012, 14:10:09
Abilerim, kardeşlerim,

Şimdi siz böyle güzel güzel yazıp tartışıyorsunuz ya. Benim çok moralim bozuluyor. Demem şudur ki; Çekilen her fotoğraf sanatsal kaygılar gözetilerek mi çekilmelidir? Fotoğraf, sadece fotoğraf olduğu için sevilebilir mi? Bilemedim şimdi.
Başlık: Ynt: Ara Güler Kimdir ?
Gönderen: cbaytan - 30 Ocak, 2012, 14:36:28
Abilerim, kardeşlerim,

Şimdi siz böyle güzel güzel yazıp tartışıyorsunuz ya. Benim çok moralim bozuluyor. Demem şudur ki; Çekilen her fotoğraf sanatsal kaygılar gözetilerek mi çekilmelidir?

Elbette hayır, benim güzel sanatlar grubumuzda yaptığım basitçe sınıflandırma şöyle, ek başka sınıf varsa duymaktan gerçekten çok mutlu olacağım, resim hocalarınada sordum bu sınıflandırmayı, ok aldım:


Grupta ok alan sorum şuydu:
____________________________________
Benim bildiğim fotoğraf ve resimde 3 kulvar vardır ilki Sanat (Güzel Sanatlar),

2-Belge niteliği (Habercilik dahil, ailesel, arkadaşsal belge)
3-Kişisel amaçlar ve eğlence/hobi

Başka bir kulvar varsa tahmin edemediğim bildirin lütfen
__________________________________________

Şimdi yılbaşında bir aile fotoğrafı çeker sonra buna bakar, güzel çıkmış diye sevinirsek bu resim 3. ve 2. sınıfa girer. Yaylaya gider güzel bir peysaj çekersek bu 3. sınıfa kesin girer, 1 sınıfa girermi bunu ihtiyar heyeti ve ilerde sanattan anlayan toplum belirler :) , bunun gibi. Mesela Ara güler üstadın fotoğrafları çoğunlukla 2. ve 1. sınıfa giriyor. Belgesel ve güzel sanatlar yani.
Başlık: Ynt: Ara Güler Kimdir ?
Gönderen: vedib - 30 Ocak, 2012, 14:59:08
    cbaytan hocamız fotoğraf kültürü konusunda bizlerden on adım ileride... Fotoğraf forumları maalesef fotoğraf kültüründen nasibini alamıyor.  Pentaxtürk için belkide cbaytan hocamız bir şans, bizi kültür mecrasına çeker. Bu konuda birikim olmadığı için gözü güzel görünen her fotoğraf bir başarı gibi görünüyor.
Başlık: Ynt: Ara Güler Kimdir ?
Gönderen: Baha - 30 Ocak, 2012, 17:52:21
Bilmem kendi mi cevaplar ama..... :)

http://dipnot.tv/22627/Soru-Yorumun-bu-haftaki-konugu-Turk-fotografciliginin-duayen-ismi-Ara-Guler-SORULARiNiZ-iciN-TiKLAYiNiZ.aspx
Başlık: Ynt: Ara Güler Kimdir ?
Gönderen: muhsinbagdadi - 02 Şubat, 2012, 11:33:41
Muhsin bey aslında size bir teşekkür borçluyuz çünkü bu yazınızla Türkiyedeki en entellektüel çevrenin sanat konusundaki fikirsel karmaşasını ve düşünsel eksikliğini çok güzel ortaya koymuşsunuz. Şimdi kızmadan, üzülmeden aşağıdaki yazdıklarımı lütfen okuyunuz.


Can abi aksine ben bu konu hiçbir şekilde üzülmem, kızmakta haddime değil.. umarım ben anlatmak istediğim şeyi size herhangi bir saygısızlık yapmadan anlatmışımdır. benim demek istediğim her sanat dalında bu onay heyeti olması yerine sanatı ve sanatçıyı özgür bırakmaktır :))
Başlık: Ynt: Ara Güler Kimdir ?
Gönderen: cbaytan - 02 Şubat, 2012, 12:05:36
Can abi aksine ben bu konu hiçbir şekilde üzülmem, kızmakta haddime değil.. umarım ben anlatmak istediğim şeyi size herhangi bir saygısızlık yapmadan anlatmışımdır. benim demek istediğim her sanat dalında bu onay heyeti olması yerine sanatı ve sanatçıyı özgür bırakmaktır :))

Biliyorum sevgili Muhsin, ben her ihtimale karşı söyledim. Gelelim sanatçıyı sınırlandıran faktörlere, sanatçıyı tarihte sınırlandıran asla seçici seyirci olmamıştır, genel toplum inanışları olmuştur, yoksa seyirci elbette eseri seçecektir, seçmezse zaten tüm eserleri asmaya duvarı yetmez, seçici seyirci yani sizin ihtiyar heyeti, yani sanattan ortalama kesimden daha iyi anlayanlar (zaten adı üstünde seçici seyirci) dahada seçici olmak zorundadır.

Mesela Osmanlıda edebiyat'ı (roman'ı) tümden yasaklayan, görsel sanatları (resim heykel) %99 budayan kimdi? Sanattan anlayan ve seçen sanat severlermi?
Başlık: Ynt: Ara Güler Kimdir ?
Gönderen: haytaertu - 02 Şubat, 2012, 12:31:27
"Ara Güler
 Cüneyt Özdemir ile Soru-Yorum’da
 Türk fotoğrafçılığının duayen ismi Ara Güler 4 Şubat Cumartesi 21.00’de Cüneyt Özdemir’in hazırlayıp sunduğu Soru-Yorum’a konuk oluyor."

izlenilesi bir program olacak :) cnntürk de
Başlık: Ynt: Ara Güler Kimdir ?
Gönderen: vedib - 18 Ekim, 2018, 00:42:18
Türkiye'de yaratıcı fotoğrafçılığın uluslararası alanda ün kazanmış en önemli temsilcisi olan Ara Güler, tedavi gördüğü Florence Nightingale  Hastanesi'nde vefat etti. Artık 90 yıllık efsane fotoğraflarıyla yaşayacak, fotoğraf severlerin başı sağ olsun.
https://www.sozcu.com.tr/hayatim/magazin-haberleri/unlu-fotografci-ara-guler-oldu-mu-ara-guler-kimdir/
Başlık: Ynt: Ara Güler Kimdir ?
Gönderen: baygünay - 18 Ekim, 2018, 10:30:29
*** Güle güle büyük Üstad...
    * Bu gidişin fotoğraf severleri yetim bıraktı...   :( :(  :-X