Teşekkür ederim. Hala kargoda gelsin hafta sonu full paylaşım yapacam inşallah. Bu arada gözume takılırsa haber veririm titreşim önleme muhabbeti önemli midir?
LG-H815 cihazımdan Tapatalk kullanılarak gönderildi
Kişiden kişiye değişiyor. Kimisi daha keskin olsun diye almıyor. Kimisi düşük ışıkta mümkün olduğunca enstaneyi uzatmak için önemsiyor. 17-50mm de titreşim'in hiç gereği olmadığından ben titreşimsiz olmasına dikkat ediyorum. 55-200mm de titreşim var kullanıyorum ama 70-300mm varken niye yok diye sorun yaratmadım. 1300 isolara kadar sorun yaşamadığımdan iso yu zaten düşük kullandığımdan biraz artırıyorum sorun kalkıyordu. Canon'nun girşi seviyesi 500-600-700D ler 60-70D ler 6D ve 7D lerin sensörleri %10 daha küçük olduğundan 600 isonun üstünde sorun yarattığından onlar için sorun teşkil edebilir. Pentax'ın da iso performansı 1000 isonun üstünde diye biliyorum. O yüzden titreşim çok önemli olacağını sanmam.
Gövdede titreşim özelliği olan Pentaxların gövdedeki titreşim mekanizması performansı iyi ise lenste titreşim özelliği aramanın bir manası da kalmıyor.
Tamron 70-200mm f/2.8 Di LD 2000 TL gibi bir fiyatdan satılıyor. Yalnız Pentax uyumlu göremedim. O tarz lensler kullanmak isteyen kişilerin FF bir makine alması taraftarıyım. DX makineler o lensleri 1.5x çarpan nedeniyle dibine kadar sokuyor bu sefer baya geri olarak çıkmak zorunda kalıyorsun. Odak noktası arttığı için alan derinliği kaybın oluyor. O kadar parayı veriyorsun alan derinliği için veriyorsun ama alan derinliği heder oluyor. 55-200mm en iyisi olacağını düşünüyorum. Eğer kafanda tam bir değer var ise prime lenste alınabilir. 17-50mm sürekli kullanacağın bir lens olacaksa o lensi iyi bir lens olarak almak daha uygun olacaktır.
Mark II için efsane değil efsaneydi günümüzde artık o paraya o makine alınmaz. Mark II takıntısından kurtulmak lazım artık. D90 da aynı efsane diye hala deli gibi para dökülüyor. Daha bu sene üretimi kesildi. Sıfır görünce deli gibi para ödüyorlar.
Adobe premier gibi programlarla düzenleyebilirsiniz. İnternette baya bir ders var. Derinlemesine konuya inerseniz beklediğinizden de kaliteli videolar oluşturabilirsiniz.
İkinci el ucuz bir şey al. Ne kadar iyi makinen olursa olsun. Başlarda çektiğin fotoğraflar kompozisyon olarak çok iyi olmayacaktır. Kişilerin gelişmesine göre bir iki sene alıyor bu olay. Araba gibi ilk önce ucuz bir araç alıp öğrenirsin. Çizilsede, vitesi bozduğundan ses gelsede içine oturmaz. Modeli eskiyecek derdin olmaz. Öğrenince satarsın o zaman acemilik o ilk heyecan ile ne yapacağını bilememezlik de kalkar. Nasıl bir şeyler alacağını da ne istediğini de tam bilerek güzel bir araç alırsın. Fotoğraf makinesininde bundan bir farkı yok. O yüzden bence ucuz bir şey al. 1 sene sonra ilk flasha sonra lenseyatırım yapar. Daha sonrasında da makineni değiştirirsin.
[COLOR="#800000"]Kodak Super 8 kamerasının ellinci yıl şerefine günümüz dizaynıyla yeniden moderlize edip tekrar çıkartıyor. Eminin şu anda analog olan Super 8 kameraların dijital mianalog mu olacak soruları aklınızdan geçiyor. Makine hem analog isteyenleri hem de dijital isteyenleri aynı anda sevindiriyor. Nasıl mı? Hybrid olarak. Oldukça da ucuz bir fiyattan ve 2016'nın ilk çeyreğinde 450-700$ arası bir fiyattan piyasaya sunulacak. Sinema öğrencileri, kısa film çekenler için kullanması çok zevkli bir kamera olacağı kesin. Çeşitli yan aksesuarlar da çıkartılacağı bilgisi verildi. ^^ Kodak yeni Super 8 ile efsaneye devam edecek mi ilerde hep beraber göreceğiz. ^^[/COLOR]
Alıntı yapılan: Foto Muhabiri Ara Güler'in Hayat Hikayesi - Nezih Tavlaş
Paris'te Montparnasse'ta bir kahvede oturuyorum, bir saat sonra lonesco ile randevum var. Vakit dolduruyordum. Önümde adamın biri gazeteyi çift sayfa açmış, okuyor. Yapacak iş yok, uzaktan okunabilen iri harfleri okumaya çalışıyorum. Falan Filan derken, gazetenin sağ alt tarafında bir başlık gözüme çarptı adamın ense kökünden. Şimdi tam anımsamıyorum, " Village Bossure" ya da "Village de Bossure" gibi bir şey. Önce pek bir anlam veremdim, sonra birden uyandım. Evet Köyün Kanburu, Kemal Tahir'in romanının bir adı. Meraklandım; bir Fransız "Köyün Kanburu" diye bir roman mı yazmıştı, yazı mı yazmıştı? Ayağa kalkıp iyice baktım gazeteye. Başlığın altında yazarın adı yazılıydı: Kemal Tahir. Köyümün Kamburu Fransızcaya çevrilmiş, tefrika ediliyordu. Gurur duydum. İşte okuyun, Fransızlar, bu da Türk romanı! Tabii insan oralarda olunca, biraz daha milliyetçi oluyor, özellikle de Fransa'da şımarıklığın dünyasında.
Onlar çok yüksek ve sert kaçabilir. Bir şekilde o ışığı homojen yapmak için önüne difuzer koyman lazım. O lambalar ciddi olarak da elektrik harcıyor galiba.
Youtube çekimi ve evini stüdyoya çevirim fotoğraf çekimi yapanlar daha çok softbox kullanıyorlar. Tecrübesi olan arkadaşların cevapları daha iyi olacaktır.
Yaşadığınız yerin sanayi kenti olması; görüş açısından havanın puslu olması kaydedeceğimiz görüntünün kontrast değerinin azalmasına neden oluyor. Bundan dolayı fotoğraf çekimi yapacak fotoğrafseverler bazı önlemleri alırsa daha kaliteli görüntüler kaydedebilirler.
Çekeceğiniz manzara fotoğrafları, mimari ya da objelerin bakış açısına yönüne göre çekim zamanları vardır.
Batı yönüne cephesi olan objeler; öğleden sonra Doğu yönüne cephesi olan objeler; sabah saatlerinde veya gün doğumunda Güney yönüne cephesi olan objeler; günün her saatinde gölge oyunu göz önünde bulundurularak Kuzey yönüne cephesi olan objeler; günün ilk saatleri ile gün batımında fotoğraflamak en doğrusudur.
Güneşin objeyi cepheden aydınlatacağı düşünerek tavsiyeler bu şekilde yazılmıştır. Özel bir çekim tekniği yok ise bu şekilde çekilen manzara fotoğrafları, mimari veya sanat eserleri daha kontrast ve parlak görüntü oluşacağı bir gerçektir.
- 1990 yılında Marmara Üniversitesi İletişim FakÜltesi Radyo-Televizyon-Sinema bölÜmÜnde lisans eğitimine başladı. - 1993/1995 yılları arasında TRT İstanbul Televizyonunda yardımcı yönetmenlik yaptı. - 1995-1999 yılları arasında Samanyolu Yayın Grubu bÜnyesinde çeşitli programlarda yapımcı ve yönetmen olarak görev aldı. - 1999-2012 yıllları arasında Samanyolu Yayın Grubunda Fotoğraf EditörÜ olarak çalıştı. - Mehtap Tv de yayınlanan Kadraj isimli Fotoğrafçılık programında Atölye bölÜmÜnÜ sundu. - Halen Zirve Üniversitesi İletişim fakÜltesinde öğretim görevlisi olarak çalışıyor.
An itibari ile Sony a6000 i 16-50 mm kit lensi ile satın almış bulunmaktayım, hepinize tavsiyelerinizden ötürü teşekkür ederim. Eğer sakıncası yoksa Pentaxian olmamama rağmen forum üyesi olarak kalmak istiyorum, muhabbet gayet samimi geldi çünkü burada.
İlk önce hayırlı olsun. Sonra Sony aldığı için bence banlansın. ^^ Seni tanımak güzeldi. ^^
Yapı Kredi Kitap Mağazasından aldığım Nezih Tavlaş'ın kaleme aldığı Foto Muhabiri Ara Güler'in Hayat Hikayesi adlı kitap 28 TL ye satılıyor. Bildiğim kadarıyla DR da da satılmakta.
Ara Güler'in hayatını anlatırken bir yandan da Türkiye'nin tarihini bir yandan gözler önüne seriyor. 286 sayfalık kitabın şu anda 116. sayfasındayım. Şu ana kadar geldiğim yere kadar Ara Güler'in neden farklı bir göz ile fotoğraf çektiğini daha iyi anlıyorum. Kitabı alıp okumanızı tavsiye ederim.
hocam selamlar. Böyle basit,böyle saçma makine mi olur diyenler çıkacaktır illaki.Pinhole, fotoğrafçılığın en ilkel hali gerçekten. O yüzden bu kit pinhole için fazla bile modern aslında Ben 2 kez kartonla yapmayı denedim. Hatta birini kibrit kutusu ile yaptım.İkisi de çantamda ezilmiş.2 film de yandı haliyle Kendisi yapmak isteyenler için güzel şablonlar falan var internette.
Genelinde fotoğraf makinesini değilde fotoğrafları seven kişilerin uğraştığı bir uğraş. 26 Nisan Dünya İğnedeliği Günü olarak kutlanıyor. Pinhole insanın ufkunu çok geniş bir şekilde açıyor. Fotoğraf makinesine değilde fotoğrafa gönül verenlere şiddetle öneririm.
İletileri Göster
Ben 2 kez kartonla yapmayı denedim. Hatta birini kibrit kutusu ile yaptım.İkisi de çantamda ezilmiş.2 film de yandı haliyle 
Kendisi yapmak isteyenler için güzel şablonlar falan var internette.
