151
« : 23 Ağustos, 2011, 00:28:43 »
13 yaşında tanıştım fotoğraf ile, ilk makinem babamın karaköy'den aldığı rus yapımı bir fotoğraf makinesi, 12 pozluk sb film kullanan bir makineydi, o yıllarda flash yoktu zaten, arada bir ampul flash alıp takardık tek çekimlik, akşamları fotoğraf çekmek nerdeeee hayaldi bizler için, daha sonra muhtelif makineler ile adım adım yukarı çıktım merdivenleri, en son (şimdi rahmetli olan) saydığım sevdiğim bir fotoğrafçı abimizin yardımları ile slr makinelerle tanıştım (sahip olamadım sadece tanıştım) ve emanet alarak kullanmaya başladım. Nihayet okul hayatı bitip te iş hayatı başlayınca yavaş yavaş hayallerimi gerçekleştirmeye başladım, ilk slr mi aldım, digitaller çıkmaya başlayınca ilk çıkan digital makinelerle hobimi devam ettirdim, dslr ler geldi gitti, ama hepsinde bir eksiklik vardı adını koyamadığım, mutlu etmediler beni, yıllar önce bir arkadaşımda gördüğüm pentax analog slr yi hiç unutamamıştım, İnternette pentax pentax ararken birden dh pentax topiklerine rastladım veeee artık bende bir pentax sahibi oldum.
Şimdiki kuşaklara imreniyorum, en azından bizim çektiğimiz sıkıntıları çekmediler, yaşamadılar, teknolojinin içinde teknoloji ile birlikte ilerliyorlar. Amaaaa bizlerde körüklü makinelerle başladık bu işlere, lubitel nedir, nasıl kullanılır, karakalem nedir biliriz, karanlık oda nedir biliriz, fotoğrafçılığın temelini, zorluklarını biliriz, bir pan çekimi için yağmur altında saatlerce ıslak toprakta yatıp aman poz ziyan etmeyelim adam gibi çekelim diye kıvranıp hasta olduğumuzu biliriz, onlarda bize imrenmeliler değilmi,?
Adım Bora, 1967 İstanbul doğumlu olmama rağmen, babamın işi nedeniyle Edirne'ye geldik yıllar önce, uzun yıllardır da burada yaşayınca artık Edirne'li oldum diyorum. Edirne'de akrabam olmamasına rağmen kendi küçük yüreği büyük bu şehir bana kucak açtı, bağrına bastı, kendinden ayırmadı, İstanbul'a geri dönmeyi hiç düşündürmedi. Ama aradan geçen yıllar ve bu küçük şehrin işsizlik sorunu maalesef buradan göç ettirdi beni, şimdi nerede iş varsa ben oradayım, Edirne’ye sadece tatillerimde, yada kendime ayırmaya çalıştığım küçük kaçamak zamanlarımda, dinlenmek ve kendimi revize etmek için geliyorum, geldiğim zamanda uzun bir müddet gitmek bilmiyorum.
Bilgisayar mühendisiyim, voip (ucuz telefon görüşmesi), sabit telefonlara sesli reklam mesajları, başlıklı sms ve başlıklı sms reklamı, özel yazılım işleri, webdesign v.b. ile uğraşıyorum. İşlerim bazen aşırı yoğunlaşınca dünyadan elimi ayağı çekip tamamen işime adıyorum kendimi, sonra beynimdeki yorgunluğu ortadan kaldırmak için birazcık boş vakit bulduğumda fotoğrafa başlıyorum yeniden. Ve bazen diyorum ortalıkta sinirle dolaşan insanlara, keşke sizlerde hayata bizler gibi vizörden bakıp, bambaşka dünyalar görererek sakinleşmeyi öğrenseniz.
Hepinizin ışığı ve renkleri bol olsun.
Sevgiyle kalın.
İletileri Göster
