Gönderen Konu: İstanbul'un Papağanları  (Okunma sayısı 6830 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı gremlis

  • Üye
  • ***
  • İleti: 104
  • Şehir: İstanbul
İstanbul'un Papağanları
« : 13 Şubat, 2014, 22:11:16 »
Bir yerden toplu firar ettiklerini cok yasayamacaklarini dusunmustum ama bu keratalar uzun zamandir Istanbul'da yasiyorlarmis. Istanbul gibi bir yerde hele ki sehir merkezinde papagan gormek cok sasirtici. Tabi durum bu denli ilginc olunca dayanamayip cektim fotograflarini, cekebildigim kadar. Her gun saat 3 gibi Bostanci - Altintepe civarinda oluyorlar.

Detay icin: https://eksisozluk.com/istanbuldaki-papaganlar--2480127










http://hasansama.com

Pentax K-3, Pentax Mz-5
FA* 85mm f1.4, A 50mm f1.2, Sigma 30mm f1.4, Samyang 8mm f3.5 Fisheye
Sigma 150-500mm F5-6.3 APO DG OS HSM, DA 17-70 f4, FA 28-70mm

Çevrimdışı rsimsek

  • Üye
  • *****
  • İleti: 391
  • Pentax aşkına !
    • Profili Görüntüle
  • Şehir: İstanbul
Ynt: İstanbul'un Papağanları
« Yanıtla #1 : 13 Şubat, 2014, 22:44:57 »
Benim duyduğum bu papağanlar bir kaç sene önce bir gemi kazasında gemideki kafesleri hasar görünce firar ederek İstanbul'a sığınmışlar. Mecbur kalınca da araziye uyum sağlamışlar.. :)
Ekipman: Pentax K-5IIs + Pentax DA 18-135mm WR + Tamron SP AF 17-50mm f/2.8 XR Di II LD Aspherical [IF]
Amatörler "ekipmanları" için, profesyoneller "para" için, ustalar ise "ışık" için endişe eder!

Çevrimdışı caucassian

  • Üye
  • *****
  • İleti: 1.404
    • Profili Görüntüle
Ynt: İstanbul'un Papağanları
« Yanıtla #2 : 13 Şubat, 2014, 22:46:51 »
bir kaç üniversite kampüsünde olduğunu duymuştum daha önce. şimdi baktım ekşisözlüğe de İstanbul'un nerdeyse her yerinde varmış bunlardan. işin garip yanı çoğu insan haberdar değil varlıklarından ben de dahil olmak üzere.
fotoğraflar için de teşekkürler.
Anadan Babadan Atadan Köylüyüm.

Çevrimdışı PENTAX

  • Üye
  • *****
  • İleti: 2.052
    • Profili Görüntüle
  • Şehir: İstanbul
Ynt: İstanbul'un Papağanları
« Yanıtla #3 : 14 Şubat, 2014, 00:22:45 »
Evet İstanbulu mesken tuttular mecburende olsa. ama fazla gürültü yapıyorlar :)

Çevrimdışı zeda3000

  • Üye
  • ****
  • İleti: 192
    • Profili Görüntüle
  • Şehir: İstanbul
Ynt: İstanbul'un Papağanları
« Yanıtla #4 : 15 Şubat, 2014, 23:00:40 »
2 senedir takipteyiz Feneryolunda Ozgurluk parki ve Kozyataginda Erenkoy Ruh saglik hastanesinin bahcesinde rahatlikla her gun gorebilirsiniz. Cam agaclarina bayiliyorlar. Cam kozalaklarini firlatip yere atiyorlar parcalanan kozalaklari yerden alip besleniyorlar. Bulunduklari yerde basiniza bir sey dusebilir , saka degil. Istanbulun asina olmadigi bir gurultu ile ucuyorlar. Bu iklime alismis olmalari inanilmaz. Hatta sanirim uruyorlar bile.

Çevrimdışı MC145

  • Üye
  • *****
  • İleti: 2.733
  • Hobi olarak fotoğraf çekiyor.
    • Profili Görüntüle
    • facebook
  • Şehir: İstanbul
Ynt: İstanbul'un Papağanları
« Yanıtla #5 : 16 Şubat, 2014, 08:21:31 »
Yanılmıyorsam  2007 yada 2008 yıllarında yolda devrilen bir kamyonun hasar gören kafesinden kaçmışlar. İstanbul'un her ağaçlık yerinde bolca görmek mümkün, baya da gürültü oluşturuyorlar. Bu Papağanlar dan bir tanesi o yıllar sıcak bir günde susuzluk ve sıcaklıktan bunalmışlardı, bir boş arazide gördüm az uçup yere iniyor, az daha uçup yere alçalıyordu, biraz takip ettim, bir daha uçtu otların arasına sokuldu. Yavaşca yaklaştım tam uzanacağım mesafeye yaklaşınca kedi gibi bir hızlı hareket hamle ile çıplak ellerimle yakaladım allahdan elimin baş parmağını ısırdı, serçe parmağım olsaydı koparmıştı, canımı acıttı ama bırakmadım, yakınımda super market vardı doğru markete gidip Papağana göre bir kafes alıp onu kafese tıkıp doğru eve gittim. O yıllar 96-99  senesi aralığı İstanbul Avcılar Haramidere de ikamet ediyordum. Papağanı yaklaşık 1,5 sene çok iyi besledik. Yalnız bir türlü konuşma öğretemedik,  yalnız eve misafir ve yabancı geldiği zaman ötüyor çırpınıyor tepki gösteriyordu, yani konuşmasa da evimizi benimsemişti. Ancak Hayvanı ben doğada yakaladığım için onu ne kadar iyi baksak da ona zulüm ettiğimizi düşünerek, içim vicdanım rahat etmiyordu. Bir gün eşim evde yokken kafesi alıp balkona çıkarıp kafesin kapısını açtım, hayvancağız bir süre sonra kafesten çıktı, pencere mermerinin üzerinde bir kaç adım yürüdü saşkın şaşkın sağa sola bakındı, içimden bir ses uç uç uç git özgürlüğüne diyordu. Öylede uçtu, Bir pır havalanıp biraz yükseldikten sonra inişe geçti, evimizin aşağısında bir yüksek ağacın yüksek tepesinde bir dala konuverdi, yorulduğundan mı olacak şaşkınlığındanmıydı neydi bir saat gibi bir süre olduğu yerde durduktan sonra oradan bir daha havalanıp biraz daha uzaktaki ormanlıktaki ağaçlığa doru uçup gözden kayboldu. Alıştığımız için üzüldüm onu azat ettiğim içinde sevindim. Akşam eşim eve geldiğin de Papağanı saldığımı öğrenince çok ağlamıştı. Ogün sonrası 17 Ağustos 1999 depremi, öylesi bir anı inşallah bir daha yaşamayız. Felaket bir deprem. Avcılar da çok evler yıkıldı. Bizim evin yakınında da 6 katlı bir ev yerle bir olmuştu. Biz sarsıntının 15. saniyelerinde farketmiştik. 5. katında durduğum 8 katlı binaya sanki tekerlek takılmış depriyaj boşta giden arabalar gibi konttrolsüzce bir uçuruma doğru gidiyoruz sanki, çocuklarımın biri 1 yaşındaydı biri 6 yaşında eşimle çocukları kendime çektim hepsi bana sarıldılar, odadaki büyük kolona yaslandım yıkılacağımızı enkaz altında belki sağ kalma umuduyla bekliyoruz, derken üst katlardan küt pat tarif edilemeyecek gürültüler koptu, bizim odanın penceresi basınçta kalmış gibi patladı, arkasından vitrin dolap raf gibi eşlaraımız devrilmeye başladı, o zamanlar yeni aldığı Grundig marka çok güzel bir televizyonumun da ayrıca patladığını uzak odadan doğru farkettim, derken ayaküstü yaslandığım kolona sırtıstü yatmaya başladım, binamız o an yere yakın bir eğilip tekrar havaya kalkıp yerine oturmuş, binamızın yere eğilip tekrar yerine geldiğini; depremi erken hissedip alt katlardan dışarı kaçabilenler görmüşler ve benim yaşadığım anın doğru olduğunu ben konuyu kimseye anlatmadan hayretle konuşuyorlardı,. Kabus dolu bir dakikaya yakın zaman geçirdik. Ses kesildi çıt yok, deprem durdu, çocukları alıp dışarı kaçıyoruz, o an elimize can havliyle battaniye örtü v.s alıp karanlık merdivenlerden aşağıya indik. Çocuklarla gecenin saat 3ünde dışarıda zifiri karanlığa çıkarak sağ olarak kendiğimizi dışarıya attığımız da ilk eşime şunu söylemiştim;  "Papağanı doğasına bıraktık onu azat özgür ettik bize bişey olmadı" Tabi ki o anki duygusallığım ile. Kimbilir belkide doğrudur... O büyük hadiseden sağ kurtulduğumuza hep şükrettik hala şükrederim, Allah(cc) böyle hadiseyi hiç kimseye bir daha yaşatmasın. Ve kırılıp dökülen pert olan değerli eşyalarımıza hiç üzülmemiştik. Papağanları görünce bu hadiseler alklıma gelir her zaman.
K-1
Pentax Pentax 28-105Mm F3.5-5.6Ed Dc Wr
SMC Pentax-D FA 100mm F2.8 Macro WR
SIGMA 70-300 F:4-5.6 APO DG MACRO

Çevrimdışı itasdemir

  • Üye
  • *****
  • İleti: 1.711
  • pentax kardeşliği
    • Profili Görüntüle
Ynt: İstanbul'un Papağanları
« Yanıtla #6 : 16 Şubat, 2014, 08:45:53 »
Yanılmıyorsam  2007 yada 2008 yıllarında yolda devrilen bir kamyonun hasar gören kafesinden kaçmışlar. İstanbul'un her ağaçlık yerinde bolca görmek mümkün, baya da gürültü oluşturuyorlar. Bu Papağanlar dan bir tanesi o yıllar sıcak bir günde susuzluk ve sıcaklıktan bunalmışlardı, bir boş arazide gördüm az uçup yere iniyor, az daha uçup yere alçalıyordu, biraz takip ettim, bir daha uçtu otların arasına sokuldu. Yavaşca yaklaştım tam uzanacağım mesafeye yaklaşınca kedi gibi bir hızlı hareket hamle ile çıplak ellerimle yakaladım allahdan elimin baş parmağını ısırdı, serçe parmağım olsaydı koparmıştı, canımı acıttı ama bırakmadım, yakınımda super market vardı doğru markete gidip Papağana göre bir kafes alıp onu kafese tıkıp doğru eve gittim. O yıllar 96-99  senesi aralığı İstanbul Avcılar Haramidere de ikamet ediyordum. Papağanı yaklaşık 1,5 sene çok iyi besledik. Yalnız bir türlü konuşma öğretemedik,  yalnız eve misafir ve yabancı geldiği zaman ötüyor çırpınıyor tepki gösteriyordu, yani konuşmasa da evimizi benimsemişti. Ancak Hayvanı ben doğada yakaladığım için onu ne kadar iyi baksak da ona zulüm ettiğimizi düşünerek, içim vicdanım rahat etmiyordu. Bir gün eşim evde yokken kafesi alıp balkona çıkarıp kafesin kapısını açtım, hayvancağız bir süre sonra kafesten çıktı, pencere mermerinin üzerinde bir kaç adım yürüdü saşkın şaşkın sağa sola bakındı, içimden bir ses uç uç uç git özgürlüğüne diyordu. Öylede uçtu, Bir pır havalanıp biraz yükseldikten sonra inişe geçti, evimizin aşağısında bir yüksek ağacın yüksek tepesinde bir dala konuverdi, yorulduğundan mı olacak şaşkınlığındanmıydı neydi bir saat gibi bir süre olduğu yerde durduktan sonra oradan bir daha havalanıp biraz daha uzaktaki ormanlıktaki ağaçlığa doru uçup gözden kayboldu. Alıştığımız için üzüldüm onu azat ettiğim içinde sevindim. Akşam eşim eve geldiğin de Papağanı saldığımı öğrenince çok ağlamıştı. Ogün sonrası 17 Ağustos 1999 depremi, öylesi bir anı inşallah bir daha yaşamayız. Felaket bir deprem. Avcılar da çok evler yıkıldı. Bizim evin yakınında da 6 katlı bir ev yerle bir olmuştu. Biz sarsıntının 15. saniyelerinde farketmiştik. 5. katında durduğum 8 katlı binaya sanki tekerlek takılmış depriyaj boşta giden arabalar gibi konttrolsüzce bir uçuruma doğru gidiyoruz sanki, çocuklarımın biri 1 yaşındaydı biri 6 yaşında eşimle çocukları kendime çektim hepsi bana sarıldılar, odadaki büyük kolona yaslandım yıkılacağımızı enkaz altında belki sağ kalma umuduyla bekliyoruz, derken üst katlardan küt pat tarif edilemeyecek gürültüler koptu, bizim odanın penceresi basınçta kalmış gibi patladı, arkasından vitrin dolap raf gibi eşlaraımız devrilmeye başladı, o zamanlar yeni aldığı Grundig marka çok güzel bir televizyonumun da ayrıca patladığını uzak odadan doğru farkettim, derken ayaküstü yaslandığım kolona sırtıstü yatmaya başladım, binamız o an yere yakın bir eğilip tekrar havaya kalkıp yerine oturmuş, binamızın yere eğilip tekrar yerine geldiğini; depremi erken hissedip alt katlardan dışarı kaçabilenler görmüşler ve benim yaşadığım anın doğru olduğunu ben konuyu kimseye anlatmadan hayretle konuşuyorlardı,. Kabus dolu bir dakikaya yakın zaman geçirdik. Ses kesildi çıt yok, deprem durdu, çocukları alıp dışarı kaçıyoruz, o an elimize can havliyle battaniye örtü v.s alıp karanlık merdivenlerden aşağıya indik. Çocuklarla gecenin saat 3ünde dışarıda zifiri karanlığa çıkarak sağ olarak kendiğimizi dışarıya attığımız da ilk eşime şunu söylemiştim;  "Papağanı doğasına bıraktık onu azat özgür ettik bize bişey olmadı" Tabi ki o anki duygusallığım ile. Kimbilir belkide doğrudur... O büyük hadiseden sağ kurtulduğumuza hep şükrettik hala şükrederim, Allah(cc) böyle hadiseyi hiç kimseye bir daha yaşatmasın. Ve kırılıp dökülen pert olan değerli eşyalarımıza hiç üzülmemiştik. Papağanları görünce bu hadiseler alklıma gelir her zaman.
Mehmet abi ağzına sağlık,
öncelikle yaptığın halisane dua için kocaman bir Amiiinnnn ! diyorum.
deprem olduğunda ümraniye de yaşıyordum, sen anlatınca hafızamda canlandı herşey, sanki benzer şeyler olmuştu bizim evde de. ama papağan kısmı eksik tabi bizde. çok güzel anlatmışsın, sen kitap falan yazsana abi, nasılsa lensin falan da yok artık :)

Çevrimdışı MC145

  • Üye
  • *****
  • İleti: 2.733
  • Hobi olarak fotoğraf çekiyor.
    • Profili Görüntüle
    • facebook
  • Şehir: İstanbul
Ynt: İstanbul'un Papağanları
« Yanıtla #7 : 16 Şubat, 2014, 08:49:55 »
Mehmet abi ağzına sağlık,
öncelikle yaptığın halisane dua için kocaman bir Amiiinnnn ! diyorum.
deprem olduğunda ümraniye de yaşıyordum, sen anlatınca hafızamda canlandı herşey, sanki benzer şeyler olmuştu bizim evde de. ama papağan kısmı eksik tabi bizde. çok güzel anlatmışsın, sen kitap falan yazsana abi, nasılsa lensin falan da yok artık :)

18-55im varrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrr :)
K-1
Pentax Pentax 28-105Mm F3.5-5.6Ed Dc Wr
SMC Pentax-D FA 100mm F2.8 Macro WR
SIGMA 70-300 F:4-5.6 APO DG MACRO

Çevrimdışı devilsadvocate

  • Üye
  • **
  • İleti: 44
    • Profili Görüntüle
  • Şehir: İstanbul
Ynt: İstanbul'un Papağanları
« Yanıtla #8 : 18 Şubat, 2014, 15:29:36 »
gülhane parkında, kadıköy ordu evi caddebostan sahili civarında sık sık görmek mümkün bu yaygaracıları:) çok güzeller gerçekten. tahminim muhtemelen iklim değişikliği ve türün dayanıklılığı ile ilgili. geçtiğimiz yaz amsterdam   da bile bir çok parkta rastladım zira.
ka-beş, pentax 14, tamron 17-50, samyang 85, sigma 100-300 ex dg.

Çevrimdışı gdere

  • Üye
  • ***
  • İleti: 63
    • Profili Görüntüle
    • Makro Dünyası
Ynt: İstanbul'un Papağanları
« Yanıtla #9 : 20 Şubat, 2014, 18:33:57 »
Merhaba,

Son 1 haftadır her gün bizim bahçedeki ağaca geliyorlar. Genellikle 2'li, 3'lü dolaşıp ağaçtaki tohumlarla besleniyorlar. Bugün rüzgarın kesilmesiyle birlikte çıkıp biraz çekim yaptım. Biraz papağan paylaşımı, biraz da lens testi gibi oldu. Fotoğrafları 1600 piksel çözünürlükte ekledim, tıklayıp büyütebilirsiniz.

Önce Pentax'ın keskinliğiyle bilinen K-135mm f2.5 lensi ile f5.6'da bir çekim yaptım.


Ne kadar keskin olursa olsun büyütme çok az olduğu için lensi hemen değiştirip emektar Tair 3S 300mm photosniper lense geçtim. Bu lens manual kullanımda zorlasa da keskin bir lens ve kullanması bir o kadar zevkli.

 

 

Yukarıdaki resimlerde kadrajın yarısı civarı bir crop var.

Elimdeki diğer bir tele lens olan 3M5CA 500mm aynalı lensi de denemeden olmazdı. Elde çekim yapabilmek için ISO'yu zorlayıp 1600'e çıkardım. K-x bu değerde biraz zorlanıyor ama yapacak birşey yoktu.

 



500mm ile papağan kadrajı doldurmakla kalmıyor, taşma yapıyor. 500mm aynalı lensler keskinlik açısından belki biraz zayıflar ama bence kısa tele lens çekimleri ile kıyaslarsak yüksek oranda yapılan crop'tan daha fazla detay veriyor. Detayı biraz daha belirgin vermek için crop koyuyorum. Keşke ISO performansım biraz daha iyi olsaydı :(

« Son Düzenleme: 20 Şubat, 2014, 18:35:05 Gönderen: gdere »
* K-x
* DA18-55 * F35-70*M28 * M50f1.7 * K135f2.5 * K200 * TC2X-S * Bellows M
* Tamron90 * Samyang14 * Pentacon135 * 3M-5CA 500 * Mir1B 37 * Helios 44M4 * Jupiter 21M 200 * Jupiter 37AM 135 * Volna 9 50 * Tair 3S 300 * Vivitar 2x Macro TC * Raynox 250 * YN 560 II Flaş * El-Nikkor50 * Otamat101 20mm *  Pentacon Bellows M42 * Rodagon28 * Rodagon WA40 * Lomo8X *Lomo3.7X * Lomo20X * Zeiss 2.5X
* Newport M423 * Benro A0691 * Manfrotto 410
http://makrodunyasi.com

Çevrimdışı rsimsek

  • Üye
  • *****
  • İleti: 391
  • Pentax aşkına !
    • Profili Görüntüle
  • Şehir: İstanbul
Ynt: İstanbul'un Papağanları
« Yanıtla #10 : 20 Şubat, 2014, 19:04:19 »
Ellerinize emeğinize sağlık. Sayenizde bizim pencerelerimize (windows) de geldiler.. :)
Ekipman: Pentax K-5IIs + Pentax DA 18-135mm WR + Tamron SP AF 17-50mm f/2.8 XR Di II LD Aspherical [IF]
Amatörler "ekipmanları" için, profesyoneller "para" için, ustalar ise "ışık" için endişe eder!

Çevrimdışı gdere

  • Üye
  • ***
  • İleti: 63
    • Profili Görüntüle
    • Makro Dünyası
Ynt: İstanbul'un Papağanları
« Yanıtla #11 : 20 Şubat, 2014, 23:46:56 »
Teşekkür ederim :)

Bir de video kaydı var ama bakalım eli yüzü düzgün birşey çıkarsa onu da paylaşacağım.
* K-x
* DA18-55 * F35-70*M28 * M50f1.7 * K135f2.5 * K200 * TC2X-S * Bellows M
* Tamron90 * Samyang14 * Pentacon135 * 3M-5CA 500 * Mir1B 37 * Helios 44M4 * Jupiter 21M 200 * Jupiter 37AM 135 * Volna 9 50 * Tair 3S 300 * Vivitar 2x Macro TC * Raynox 250 * YN 560 II Flaş * El-Nikkor50 * Otamat101 20mm *  Pentacon Bellows M42 * Rodagon28 * Rodagon WA40 * Lomo8X *Lomo3.7X * Lomo20X * Zeiss 2.5X
* Newport M423 * Benro A0691 * Manfrotto 410
http://makrodunyasi.com

 

Gigapanorama - İstanbul

Başlatan rsimsek

Yanıt: 6
Gösterim: 5263
Son İleti 29 Ocak, 2014, 14:53:59
Gönderen: gokhans
İstanbul Gezisinden...

Başlatan kizilok

Yanıt: 10
Gösterim: 5095
Son İleti 02 Şubat, 2014, 14:18:30
Gönderen: kizilok