FOTOĞRAF MAKİNESİ SATIN-ALMA REHBERİ Bu bölümde ihtiyacımız ve kullanım alanımız doğrultusunda fotoğraf makinesi seçimi ile ilgili bazı yararlı ipuçları yer almaktadır.Bu bilgiler ışığında ve bütçeniz oranında en iyi seçimi yapmanızı dileriz.
Sizin Profiliniz HangisiSağlıklı, çabuk ve en yüksek fiyat/performans oranında tercih yapabilmek için, öncelikle profilinizi belirlemelisiniz. Bu, satın alma sürecinde incelediğiniz kameralarda belli özelliklere öncelikli olarak bakmanızı sağlar. Örneğin, bilgisayarlarla aram iyi değil diyorsanız, kullanım arayüzü ve yazılımları kolayca anlaşılabilen bir kamera sizi daha çok memnun eder. Kodak EasyShare ya da Ricoh Caplio modellerindeki gibi beşiğe oturtularak tek tuşla fotoğrafların bilgisayara aktarımını sağlayan modelleri göz önünde bulundurursunuz. Makro fotoğraftan zevk alıyorsanız, konuya daha çok yaklaşabilen kamera, tercihleriniz arasında daha öncelikli gelir, örneğin Fujifilm ve Olympus’un bazı modellerinde rastlayabileceğiniz “Super Macro” seçeneği ilginizi çekecektir. Stüdyo fotoğrafçılığında kullanmayı düşündüğünüz bir kameranın önce diyafram değerlerini gözden geçirebilirsiniz. Kullanıcı profillerine göre kameraları genel olarak üçe ayırabiliriz:
1) Amatör: İngilizce’de Consumer (Tüketici) olarak adlandırılan bu gruptaki kameralar, genellikle başlangıç seviyesi, bas-çek tarzı kameralardır. Fiyatları nispeten ucuz olan bu ürünler, ortalama bir kullanıcı için genellikle tatminkar seviyededir. En çok ve çeşitli model, bu grupta karşımıza çıkar.
Amatör kameralarda basitlik oldukça önemlidir. Burada önemli olan objektifi konuya çevirip deklanşöre bastığınızda olabilecek en iyi kareyi çekebilmektir. Bu nedenle amatör kameralar pozlama, netleme, flaş kullanımı, renk düzenlemesi gibi seçenekleri otomatik olarak ayarlar. Diğer yandan, eğer amatör bir kamera biraz önce bahsettiğimiz ayarlara kullanıcının da müdahale etmesine izin veriyorsa, çok daha güzel sonuçlar elde edilebilmenin ötesinde kullanıcının, fotoğrafçılık konusunda da altyapısını geliştirmesine olanak tanır.
Fiyat aralığı: 50-500 Dolar.
http://img696.imageshack.us/img696/3519/panasoniclumixdmclx3.jpg 2) İleri Amatör: Internet’te ya da yabancı kaynaklarda Prosumer (Profesyonel ile tüketicinin karışımı bir kelime) ya da Advanced Consumer olarak da karşınıza çıkabilen bu gruptaki kameralar, fotoğrafçılıkla ilgilenen, sadece görüntü yakalamak için değil, sanatsal anlamda da tatmin edici sonuçlar elde etmek isteyen kullanıcılar için tasarlanmıştır. Fiyatları, amatör ürünlere göre daha yüksektir. Ancak bilinçli olarak fotoğraf çekmekten zevk alan bir kullanıcı için “şamda kayısı” diyebileceğimiz modelleri bu grupta bulabiliriz.
Fiyat aralığı: 500-1000 Dolar
3) Profesyonel: Fiyatları el yakan bu ürünler genellikle klasik SLR modellerin modifiye edilerek dijitalleştirilmesiyle elde edilir ve hem imaj kalitesi, hem de sunduğu imkanlar profesyonel bir fotoğrafçıyı tatmin edebilecek düzeydedir.
Fiyat aralığı: 1.000-15.000 Dolar
http://www.letsgodigital.org/images/artikelen/39/pentax-k-5.jpgBelirleyici ÖzelliklerDijital kameraları bu şekilde gruplara ayırmakla iş bitmiyor. Çünkü her grubun içinde barındırdığı ürünler birbirlerine özellik bakımından çok benziyor. Bu noktada elimize büyüteci alıp kilimimizin ilmeklerine bakmak gerekli. Bunun için de öncelikle kameraların özellikleri hakkında bilgi sahibi olmalısınız. Sensör, lens, flaş gibi kameranın hayati elemanlarında aramanız gereken özellikleri bilerek cebinize ve gözünüze en uygun kamerayı seçebilirsiniz. Amacımız sadece en iyi kamerayı seçmek değil, işimize yaramayacak özelliklere de para ödememek. Şimdi göz önünde bulundurulması gereken on temel öğeyi ve bunların ayırıcı özelliklerini sıralayalım:
Kamera Sensörü1) Çözünürlük (Resolution): Görüntü piksel adı verilen ışık noktacıklarından oluşur. Çözünürlük, kameranın kaç piksellik görüntü yakalayabildiğini gösterir ve genellikle megapiksellerle ifade edilir. Sayı ne kadar büyükse çözünürlük de o kadar büyür. Ancak hemen belirtelim: Yüksek çözünürlük, yüksek imaj kalitesi demek değildir. Çözünürlük, genel imaj kalitesini önemli şekilde etkilese de imaj kalitesini etkileyen pek çok faktörden sadece biridir.
Tavsiye: Kamera satın alırken sadece optik çözünürlüğü (gerçek çözünürlük, sensörün yakalayabildiği piksel sayısı) göz önünde bulundurun.
2) Işık Duyarlılığı (ISO): Kameranın, bir görüntüyü doğru pozlandırmak için gerek duyduğu ışık miktarının standart ölçü birimi. Düşük ISO değerlerinde (50-100) çekilen fotoğraflar genellikle daha yüksek görsel kaliteye sahip olurlar, ancak ışık şartlarının iyi olması gerekir. Güneşli bir gün, açık havada yapılan çekimlerde çok güzel sonuçlar alınabilir. ISO değeri yükseldikçe ışık bakımından yetersiz ortamlarında da çekim yapılabilir, bunun yanında imajda oluşan elektronik kirlilik (noise) miktarı da artar. Burada dikkat edilmesi gereken iki önemli nokta var. Birincisi, kameranın ISO değeri yükseldikçe ne kadar noise oluştuğu. İkincisi, ISO değerinin kullanıcı tarafından kontrol edilip edilemediği. Neredeyse her kamera ISO değerini ışık şartlarına göre otomatik olarak ayarlayabilir.
Tavsiye: Bazı modeller, ISO değerini kullanıcının kontrol etmesine, dolayısıyla noise seviyesinin her an kontrol altında tutulmasına izin verirler. Eğer çektiğiniz imajların temizliğine önem veriyorsanız, bu özellik seçim yaparken önemli bir kriter olabilir.
Objektif1) Lens Hızı (Speed): Diyaframın tümüyle açık olduğu durumda, objektifin içine alabildiği maksimum ışık miktarına lens hızı denir. Ölçü birimi olarak f değeri ya da f-stop değeri kullanılır. Bu değer diyafram açıklığını belirlerken kullanılan değerin aynısıdır. Maksimum diyafram açıklık değeri ne kadar küçükse (örneğin f2.0) lens o kadar hızlıdır diyebiliriz. Hızlı bir lensle düşük ışık koşullarında çekim yapmak mümkün olur.
Tavsiye: Alacağınız kamerada açık diyaframlarda çekilen fotoğrafın ortası yeterince aydınlıkken kenarlarında kararma varsa iki kere düşünün.
2) Odak Uzaklığı (Focal Length): Kameranın sensörüyle lensin arasındaki uzaklığa “odak uzaklığı” denir. Bu değer büyüdükçe, fotoğrafını çektiğiniz konuyu yakın görürsünüz. Değer küçüldükçe, daha geniş bir açıyla etrafı görebilirsiniz. Dijital kameralarda, 35mm konvansiyonel makinelere nazaran çok daha küçük ölçüler söz konusudur. (Örneğin 7mm) Ancak dijital kamera sensörleri, 35mm filmden çok daha küçük oldukları için bu değerler kıyaslamada kullanılmaz. Bu nedenle, her dijital kamera üreticisi kameranın sahip olduğu odak uzunluğunun 35mm formatta hangi değere karşılık geldiğini belirtir. Karar verirken hep bu değeri göz önünde bulundurmanızı öneririz. Kimi kameraların odak uzaklığı sabitken, kimilerinin odak uzaklığı değişebilmektedir. Bu tip objektiflere “zoom objektif” denir.
3) Yakınlaştırma (Zoom): Kameranın sahip olduğu lensin odak uzaklığını değiştirmek suretiyle yakınlaştırma ve uzaklaştırma işleminin yapılmasına “zoom” diyoruz. Zoom objektiflerin yakınlaştırma oranları 3X, 5X gibi değerlerle anlatılıyor. Bu kavram, en düşük odak uzaklığı ile en yüksek odak uzaklığı arasındaki çarpan farkıdır. Örneğin 75-300mm arasında zoom yapabilen bir objektif, 4X olarak adlandırılır.
Burada dikkat etmeniz gereken en önemli nokta, dijital zoom değerlerini pek göz önünde tutmamak.
Tavsiye: Kamera satın alırken her zaman, sadece optik yakınlaştırma değerlerini göz önünde bulundurun.
4) Makro (Macro): Bu fonksiyon sayesinde kameranın lensini konuya mümkün olduğunca çok yaklaştırabilir ve netleyebilirsiniz. Bazı dijital kameralarla konuya üç santime kadar yaklaşılabilmektedir. Eğer bir uğurböceğinin kanatlarıyla bilgisayarınızın ekranını kaplamak, yeni tomurcuklanan çiçeğinizi yapraklarındaki damarlara kadar görüntülemek ve büyümesini evre evre kaydetmek istiyorsanız makro modunda muhteşem detaylar yakalayabilirsiniz.
Tavsiye: Odak uzaklığı sabit olmayan kameralar makro fotoğrafta çok daha başarılı sonuçlar verir.
5) Harici Objektif: Harici objektifleri kameranın önüne takarak objektifinize yeni özellikler kazandırabilirsiniz. Kameranızın, harici objektif takılabilirlik özelliğine sahip olması, ileride telefoto ya da geniş açı lenslerle çalışabilmenize olanak tanır. Bu özellik daha çok ileri amatör ve profesyonel modellerde bulunur.
Tavsiye: Denemeden satın almamanızı öneririz.
Flaş1
) Dahili (Built-in) Flaş: Dahili flaş neredeyse her dijital kamerada bulunuyor. Genellikle 3-4 metreye kadar aydınlatma yapabilen bu flaşlar, amatör bir kullanıcının ihtiyaç duyduğu çoğu ortamda yeterli aydınlatma sağlar.
Tavsiye: Kameranızın performansını doğal ışıkta gösterdiği hassasiyetle ölçün.
2) Otomatik Flaş: Kamera bu özellik sayesinde, ortamın ışığına göre flaşın çakılıp çakılmayacağına karar verir. Ancak bu özelliğe sahip pek çok kamera, arkadan gelen ışığın yoğunluna göre ölçüm yapamamaktadır. Bu durumlarda dolgu flaş önem kazanır.
3) Dolgu (Fill) Flaş: Flaşı her türlü ışık koşulunda aktif tutan bu sistem, özellikle arkadan gelen ışıklarda daha dengeli fotoğraflar çekilmesine olanak tanır. Örneğin, gölgede duran bir arkadaşınızın fotoğrafını çekiyorsunuz. Fakat arkası aydınlık olduğu için bu fotoğrafı çekerseniz kamera yanlış ölçüm yapacak ve arkadaşınızın yüzü karanlık çıkacaktır. İşte bu gibi durumlarda dolgu flaş, ışık durumunun değerlendirmesini yaparak gerekli miktarda ışık sağlayacak şekilde flaşı çakar ve hem arka plandaki aydınlık kısım, hem de arkadaşınızın yüzü aydınlık şekilde görülebilir.
4) Kırmızı Göz Engelleme (Red-eye Reduction): Düşük ışık koşullarında yapılan flaşlı çekimlerde oluşan kırmızı göz etkisini azaltmaya yönelik olan bu sistemde, çekim yapılmadan önce bir seri flaş patlatılır. Bu ışıktan etkilenen göz bebekleri ufalır ve kırmızı göz etkisi nispeten azaltılmış olur. Bu sorun harici flaş kullanılarak da çözülebilir.
5) Flaş Yoğunluğu (Intensity): Bazı dijital kameralarda, çakılan flaşın yoğunluğunu ayarlayabilirsiniz. Böylelikle yakın mesafeden çekimlerde çok aydınlık veya uzaktan yapılan çekimlerde karanlık çıkacak fotoğrafları bir nebze dengelemek mümkün olabilir.
6) Harici Flaş: İleri amatör ve profesyonel modellerin çoğunda harici flaş bağlayabileceğiniz, “hot-shoe” adıyla da adlandırılan bir kızak bulunur. Bu kızağa harici flaş ve bununla ilgili diğer ekipmanları bağlayabilirsiniz.
7) Yavaş Senkronu (Rear-curtain Sync): Flaşlı çekim için uzun sayılabilecek bir pozlama süresi seçildiği zaman flaş, örtücü açılır açılmaz ya da kapanmadan hemen önce çakar. Böylece loş bir ortamda arka plandaki görüntüler bulanık şekilde CCD’ye aktarılırken öndeki konu flaşla net bir biçimde aydınlatılır. Özellikle hareket eden cisimlerin fotoğraflarında oldukça ilginç sonuçlar elde etmek mümkün olur. Yavaş senkron, ön perde senkronu (front-curtain sync) ve arka perde senkronu (rear-curtain sync) olarak ikiye ayrılır. Ön perde senkronunda flaş örtücü açılır açılmaz, arka perde senkronunda ise örtücü kapanmadan hemen önce çakar.
Hazır Flaş Modları: Bazı dijital kameralarda hazır modlara rastlayabilirsiniz. Örneğin, parti modu veya gece portresi. Bu etkiler de flaşın değişik şekillerde kullanımıyla elde edilebilir.
İzleme1) Küçük Resim (Thumbnail): Bu özelliğe sahip bir kamera, LCD ekranında fotoğrafları dörder dörder ya da dokuzar dokuzar küçük resimler halinde görebilmenize olanak verir. Böylelikle fotoğraflar arasında istediğinizi bulmak çok daha kolay olur.
2) Zoom ve Pan: Fotoğraflardaki görüntüye yaklaşabilmenize ve fotoğraf üzerinde gezinebilmenize olanak tanır. Böylelikle LCD ekranda küçük göründüğü için göremediğiniz bir detaya yaklaşarak bakabilirsiniz.
3) Slayt Gösterisi (Slideshow): Kimi dijital kameralarda çekilen görüntüyü izlerken, aynen bir slayt gösterisi gibi, her fotoğrafın birkaç saniye görünüp diğer fotoğrafa geçmesi sağlanabilir. Bu durum, pil tüketimminin fazlalığından LCD ekranda fotoğraflara bakarken çok mantıklı gelmese de, fotoğraflara televizyonda bakarken oldukça faydalı olmaktadır.
4) Boyutlandırma ve Kopyalama: Bazı dijital kameralar, fotoğrafları kesmenize, belli çeşitli şekillerde boyutlandırmanıza ve diğer bir hafıza kartına kopyalamanıza izin verirler. Bu özellikler, hem yer kazanmaya hem de değerli imajların yedeklerinin alınabilmesine olanak tanır.
İnternetten Alıntıdır