Ara Güler ve Fotoğraf Sanatı

[JoRDaN]

O akşamki sözünden ve beni çok etkileyen bir sözüde ;  " Ben olmasaydım Eski İstanbul'u nah görürdünüz." Gerçekten de doğru söylüyor. Onun dışında eski istanbul fotoğraflar yok denecek kadar az. 
Ara Güler çok espiritüel ve gerçekçi bir adam. Şimdiki fotoğrafçılar 2-3 pet şişeyi yan yana koyup sanat yaptığını zannediyor ama hiç biri bir şey bilmiyor gibisinden konuştu. Hem güldürdü hemde düşündürdü.

[asimkalkan]

Çektiği fotoğrafları beğeniyorum. Bilgili olduğu da kesin de. Adamdaki o aşırı kibir resmen tiksindirtiyor adamdan.

[MC145]

Çektiği fotoğrafları beğeniyorum. Bilgili olduğu da kesin de. Adamdaki o aşırı kibir resmen tiksindirtiyor adamdan.

Aynı düşüncelerle bir yazı yazdım akşam bir daha yayınlamadım,
adamlar dönemin şanslı insanları, bu işlerin kaymağını onlar yedi hala da yiyorlar.
Kibir kibir ve küfürbazlar, onları örnek bir kaç ağzı bozuk fotoğrafçılar daha biliyorum, isimleri lazım değil.
Bu gün kü şartlarda olsalar hiç bişye yapamazdılar.

Ha bu arda hizmetleri ve başarıları yadırganamaz inkar edilemez aşikardır. Belgesle olarak ilgi ile izliyoruz eserlerini.
Ara Güler birde hemşehrimdir.

[marki]

İzlemeyen varsa şunu izlerse daha iyi fikir edinirler diye düşünüyorum...
Kendisi ile yaklaşık 7 yıl önce bir söyleşi yapmıştım, kibirden ziyade kendi bildiğini sonuna kadar savunuyor gibi geliyor bana açıkçası

Ara Guler SoruYorum

[Baha]

Sohbet etme şansım olmuştu benim de Ara ustayla. Ustalığı hakkında zaten yorum yapmamalı. Kültürlü olduğu da belli, usta işte. Ama sanırım bu denli bilgili kültürlü biri aklımda daha mütevazi olarak canlanmıştı. Not: Bu olumsuz bir yazı değil.

[zeda3000]

Bugun kullanidiginiz o super otesi Canon Pentax makinalarin bu hale gelmesinde Ara Guler gibi fotografcilarin cok buyuk payi oldugunu hatirlatiyim. Fotograf makinasi ureticileri dunyanin dort bir yanindaki usta fotografcilarin verdikleri feedbackler dogrultusunda yeni versiyon makinlarini tasarliyorlar. Ne tur muhendislik ve tasarim isinde olur iseniz olun. Ar-Ge nin isleyis yolu tek tiptir. Bu yolu bilmeyen cogu insan tasarimcilari ve onderleri hep kucuk ve olayi basit gorur. Bu Turkiye de cok sik karsilasilan bir gaflettir. Bu neden ile Turkiye, sanatta asiri geri kalmis ulkelerden biridir. Kisi basina dusen sanat aktivitesine hic girmeyelim zaten icler acisi.

Bugun olsaydi hic bir sey olurlardi lafina tek cevap. Onlar o zaman olmasaydi bugun sizde ancak fotografi hafizaniz ile cekiyor olurdunuz, olurdu. Ara Guler gibi ustalarin sayesinde, yeni nesil daha cabuk ve kolay ceken fotograf makinalarina sahip oldular. Bu sitedeki her uyede buna dahil.

Teknolojinin ve fotografciligin ilerlemesine kult bir bicimde katkisi olmus artik fotografciligin gurusu sayilabilecek birinin kibirli olmasi bence gayet normal. Fazla tevazu gosterip gercek sanilmasindan ise, hak ettigi yerde bir insanin ovunmesi gayet hakli bir durum. Ara Guler en iyi beste yazari , yada en iyi Sef Ahci ozelikleri ile ovunmuyor. Hakli ve ispatli bir bicimde en iyi fotografci ozelligi ile ovunuyor.

Bir usta ile karsi karsiya geldiginiz yapabileceginiz tek dogru ve en iyi sey ondan bilgi alip acaba ondan bir adim otesini nasil yapabilirim diye kendine sormaktir.

Unutulmamasi gereken bir nokta var. Elinizde 300 milyon mega pixel lik bir makina ve dunyada esi benzeri olmayan bir cam ile yapilmis lens dahi olsa. Bir makina asla size kompozisyon sunamaz. Kompozisyon ancak fotografcinin vizyonu ve ustaligi ile ortaya cikar. O yuzden bugun bile Ara Gulerin eline 300 TL lik kompkakt makina verseniz cekecegi resim ile hepimizi donunda sallayacagina garanti verebilirim.

[kemal]

Bahattin hortlatmış konuyu bir zaman sonra
ama Bu konu daha da fazla konuşulabilir miş aslında kısa bile kalmış.
Madem tekrar hortlamış bende 1-2 düşüncemi söyliyeyim Ara Güler hakkında.
Öncelikle Ülkemizdeki fotoğrafçıların en ünlüsü o kesin. fakat ününü anlamak için fotoğraflarını iyi incelemek lazım bence.
Bir kere Ara Güler bir sokak fotoğrafçısı tarzı bu yani. stüdyoda bir fotoğraf çek desen istemez muhtemelen.
fotoğraflarını incelediğimizde herkes çok beğeniyor. fakat asıl merak ettiğim şu;
Bu kadar inceliyoruz bu fotoğrafları hiç Ara Gülerin
Keskinliktir, netlemedir , bokeh dir vs. bir kaygısını hissettiniz mi fotoğraflarında?
adamın tek kaygısı ışık varmı yeterli var. O zaman kompozisyon ve Kadraj a bakmış en çok.
zaten fotoğraflarını vurucu kılan da bu bence. basit bir makine ve lens ile çekebilirsiniz onun çektiklerini.
ama o kompozisyonu yaratmak, işte ustalık bence bu.
bence fotoğrafçılığın en zor dalıdır sokak fotoğrafçılığı.
adam ekipman için kaygılanmamış pek. gezmiş çekmiş gezmiş çekmiş.
karakterine değinmek gerekirse bence yıllarca fotoğraf çekmiş ama hiç değer verilmemiş ona. yıllar sonra anlamış herkes ulusal ödüller alınca kıymetini. biraz onun kızgınlığıdır belki de insanlara. aksi bir ihtiyar kendisi. ama bilgili bir ihtiyar da
bu fotoğraflara bakıp ona saygı duymamak ta pek mümkün değil sanırım.
 

[gleam]

Onun yaşında bir adamın bir parça aksi yada sıradışı olması beni rahatsız etmiyor.İlk başlarda bende kendini beğenmiş huysuz adamın biri olduğunu düşündüm fakat birkaç röportajını izleyince anladım ki bu adamın söylediği bazı şeylere çok iyi kulak vermek gerek.Ara GÜLER bugünde genç olsa yine çok iyi kareler çekecektir eminim.Onun fotoğrafları sıradan yada özensizce çekilmiş kareler değil.Öyle olsaydı salgado ondan fotoğraf istemezdi.

[Tuyuncu]

Ara hoca şunu dedi;fotoğrafta insan yoksa ben ona fotoğraf demem.

Hocam öncelikle fotoğraf'tan kastın ne olduğu bilinmeli , belliki "Ara Güler Fotoğraf Anlayışına göre İnsansız fotoğraf olmaz" ancak dünyayı değiştiren temel ve bilgi toplumunu oluşturan temel direktir fotoğrafçılık...
*Makro fotoğrafçılık geliştirilmeseydi bugün böcek türleri detaylandırılamayacaktı...
*Tele lensler olmasaydı özellikle ornito fotoğraflarının çoğu olmayacaktı ve kuş türleri hakkında daha kıt bilgimiz bulunacaktı...

Ara Gülerin ornito fotoğraflarını bulamazsını yada makro fotoğraflarını bulamazsını insan odaklı çalışırki temel sebebide günün insanını yansıtmasıdır bundandır ki "insan" idea sına göre yorumlarını şekillendirmiştir.

Ben fotoğrafçılığın tüm dallarını çok özel buluyorum , çekilen en değersiz fotoğraflar bile tarihe tanıklık ederek nesiller boyu aktarılacaktır.

Hergün daha çok kirlenen ve ölen bir dünya'da torunlara bırakılacak en temel miras bugünlerin fotoğrafları olacaktır.

Lütfen sert ve keskin çizgileri bir kenara atalım yaşadığımız dünya değerli fotoğraf benim gözümde " Olmadık yerde mutluluk aramaktır! "

[vedib]

Kısa olsa da youtube linkini izlemenizi tavsiye ederim

http://www.youtube.com/watch?v=6GI0WpDHKbQ
http://www.youtube.com/watch?v=fDiCALlidS8



Fotoğrafçılığı anlamadan Ara Güler'i anlamak zor ve imkansız.....

[rocker_tr]

Yapı Kredi Kitap Mağazasından aldığım Nezih Tavlaş'ın kaleme aldığı Foto Muhabiri Ara Güler'in Hayat Hikayesi adlı kitap 28 TL ye satılıyor. Bildiğim kadarıyla DR da da satılmakta.

Ara Güler'in hayatını anlatırken bir yandan da Türkiye'nin tarihini bir yandan gözler önüne seriyor. 286 sayfalık kitabın şu anda 116. sayfasındayım. Şu ana kadar geldiğim yere kadar Ara Güler'in neden farklı bir göz ile fotoğraf çektiğini daha iyi anlıyorum. Kitabı alıp okumanızı tavsiye ederim.

[dogan.unal.543]

Konu açılmışken, haddim olmayarak ben de bir iki şey söylemek isterim. Herşeyden önce 40- 50 sene önce yapılmaya çalışılan fotoğrafçılık  ile şimdiki fotoğrafçılığı bilmek gerekiyor. Kısaca hatırlatmak gerekirse, 45 sene önce kullandığımız film'lerin çok sınırlı asa-iso hassasiyeti olduğunu, ve şimdiki makinelerdeki 40 bin 50 bin hatta 100 binlik sensörlerin ne büyük avantaj sağladığını kabul etmek lazım. Şimdi, elimize aldığımız sıradan bir  dijital makine ile, hemen her türlü fotoğrafı çekebildiğimiz gibi anında ne çektiğimizi görebiliyor ve üzerinde düzeltmeler yapabiliyoruz. 40- 50 sene önce en düşük 15-25 asa, en yüksek 800 asa filmler mevcuttu. Siyah-beyaz kopyalama için önerilen 5 asa filimi türkiyede tanıyan ve bilen bile yoktu, çünkü, piyasada satılmaz, ancak özel sipariş ile temin edilebilirdi. Siyah-Beyaz döneminde 100-125 asa standart filimler için, fotoğrafın kompozisyon ve anlatımına uygun sonuç verecek yüzlerce film banyo formülleri vardı ve bunlar hazır olarak satılmaz, meraklı ve fotoğrafa gerçekten gönül vermiş kişiler bu banyoları kendileri, kimyasal maddeleri belirli ve amaca uygun miktarlarda karıştırarak, kendilerri hazırlardı. İlk renkli film' ler ve fotoğraf kartları 1970 li yıllarda ülkemize girmişti. İlk renkli banyolar için otomatik banyo makineleri yoktu. Film banyosu için filmden kesilen küçük parçalar deneme ve standardizasyon amaçlı banyo edilir. ve bu işlem bazen günlerce süre ve bir filmin, üç renk hassasiyeti diğer bir markaya uymadığından, her film için ayrı, ayrı uğraş verilirdi. renkli agrandizörler henüz otomatik tab yapamıyordu ve film için harcadığınız emek ve zaman kart banyosu için de harcanıyordu. Ben agrandizör için, Ankara piyasasında renkli cam bulamadığımdan, beyaz çıkmış röntgen filmini kumaş boyası ile boyayarak renkli filtreler yapmış ve bu filtrelerle amatör olarak kart basmıştım. Yetersiz yada aşırı ışığın telafisi nerede ise yoktu.
Sayın Ara Güler'in fotoğrafçılığını, birde bu açıdan değerlendirdiğinizde, fotoğraf sanatçılığı olayını daha farklı görebileceksiniz, diye umuyorum.
Dijital fotoğrafçılığın çok iyi bir hobi olarak, hep birlikte tadını çıkaralım. Güzel günler dileklerimle.

[selluka]

Ekipman olarak (günümüze kıyasla) şanssız bir nesil oldukları doğrudur ama diğer açılardan bakıldığında bence son derece şanslılardı. Bu sadece Ara Güler için değil dönemin tüm fotoğrafçıları için geçerli. Ara Gülerin "İnsansız fotoğraf olmaz" dediği insan unsurunu onun dönemindeki kadar saf ve önyargısız olarak objektif karşısına geçirmek neredeyse imkansız. Bugün amatör sokak fotoğrafçılığı (hatta Ara Gülerin kendini tanımladığı meslek olarak "foto muhabirliği") (özellikle bizim ülkemizde) ya sürekli dayak yeme tehlikesi altında yapılabiliyor ya da insanlara kötü niyetli olmadığınızı anlatmaktan yorulduğunuz bir iş haline gelip amacını unutturuyor. Kompozisyonları etkileyen bir diğer nokta ise sadelik. Ne İstanbul ne de başka bir şehir o eski fotoğraflardaki gibi sade değil. Her yerde arabalar, her yerde klima üniteleri, her yerde çanak antenler çerçevelerinizin içine almak istemeyeceğiniz bir sürü şey... Neyse konu uzar, özetle her dönemin diğerine göre avantajları ve dezavantajları var. Ara Güler bugün fotoğraf çekmeye yeni başlamış olsaydı gene harika işler çıkaracağına eminim ama bu kalabalıkta aradan ne kadar sıyrılırdı onu kestiremiyorum.

[Baha]

Ara ustaya sadece Ermeni olduğu için çamur atmaya çalışan insanları gördükten sonra başlıkta geçen yazıları okuyorum ve inanılmaz mutlu oluyorum. Yıl 2016 olmuş ve hala açıkça dile getiremeseler de Ara usta Ermeni olduğu için çamur atan bir çok insana rastlıyorum. Bu tip durumu sitemizde görmediğim için kendi adıma çok mutluyum.

[Baha]

Ayrıca dikkat çekilmesini isteyeceğim bir şey var:

Dali'nin de fotoğraflarını çekmişsiniz...
Deliler grubu vardı Dali'nin etrafında. Çünkü etrafında serseri istiyor Dali. Benim bir kız arkadaşım vardı. Meğer Dali, onun vaftiz babasıymış. Beni aldı, götürdü. Bir gün dedim ki ben senin doğru dürüst resmini çekeceğim. “Peki yarın çekeriz” dedi. Bir gittim, 3 tane Fransız gazeteci. “Dur ben onları salarım şimdi” dedi. Oturttu adamları karşısına, “Söyle bakalım ziftin formülü nedir?” dedi. Üçü de bilemedi tabi. “Hah işte. Ben bastonumu alır, ziftin içine batırır, dışarı çıkarırım 250 bin dolar eder, bunu sen yaparsan deli derler. Şimdi git dediğimden ne anladıysan onu yaz” dedi. “Ben Salvador Dali'yim, sen kimse değilsin” diyor adam.

http://t24.com.tr/haber/ara-guler-ermeni-oldugumu-gizledim-turkiyede-pstlar-vardir-takar,228582

Salvador Dalí'nin dediği o şeye bakın. Nasıl da kendini beğenmiş. Ama gelin görün ki büyük bir usta olmasından dolayı her zaman saygıyı. Güzel bir ayrıntı olduğu için belirtmek istedim.